1
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
1079
Okunma
-Ali Kocabaş Ağabeyime-
Karınca misali rızkın peşinde
Hallacı Mansur’un sofrasındaydım
Gönlüme hüzünler sağanak yağdı
Feleğin püsküllü tafrasındaydım
Selam verdim Balkan, Frengistan’a
Maveraünnehir, Afganistan’a
Türkmen Sahrası’na, Türkmenistan’a
Orada Tahir’in Zöhre’sindeydim
Lûtfettin gönlümce gezdim dolaştım
Mısır’a, Sina’ya, Tur’a ulaştım
Tektek Dağları’nda hayrete düştüm
Mezopotamya’nın Urfa’sındaydım
İlahî! Nur’unda küllenmez korum
Sevilmek şımartır, sevince varım
Çukurova, Toroslardır diyarım
Samsun’un Çarşamba, Bafra’sındaydım
İltimas görmedim, gözü eladan
Kurtulmadı başım gamdan, çileden
Aldım nasibimi türlü beladan
Bir zaman Yunus’un safrasındaydım
Dil üzmez heceden soydum hissemi
Mecnun’a nazire saydım kıssamı
Aklımın peşine koydum cüssemi
Say ki Arabistan sahrasındaydım
Bakmıyor, dostlarım garip halime
Aldırış etmiyor, hülya selime
Delibal, ben var ya, sordum külüme
Sürmeli gözlerin şifresindeyim
Dostlar, ben var ya ben, sordum külüme
Püsküllü belanın tafrasındayım
Celil Çınkır
Delibal
5.0
100% (9)