6
Yorum
22
Beğeni
0,0
Puan
1417
Okunma

gidecek bir yerim yok!
çıkıp avluya
su içirmeliyim avuçlarımdan karıncalara
kuşları seslemeliyim sonra cik cik diye
kuşlar gelmeyecek
öldü diyenlerden nefret ediyorum!
gelecek kuşlar
yem yiyecekler onlar da avuçlarımdan
bir su yılanı kadar çıplak sızım kıvrılacak en kuytuya
onları izlerken sevineceğim çocukluğumla
gidecek bir yerim yok!
vatansız bir yalnızlık benimkisi
şair yalnızlığı
şiir acısı
sürrealist anaforlar üflerim kalemimin ucundan
Don Kişot’luk yaparım yel değirmenine karşı!
dişlerimin arasında sıkarken bir anne yarasını bir ömür
dilimin ucundan akıtırım
bir evlat sevincini gücüm yettiğince
gidecek bir yerim yok!
münzevi bir seyyahım gezinen bulutlarda
deniz suyu içer
gök doldururum avurtlarıma
hicaz bestelere karışır ruhumun notaları
ağdalı güftelere dökülür sonra dudaklarım
gidecek bir yerim yok!
haymatlos bir yüreğin ev sahibiyim
kiracı tutamıyorum kanımda, canımda
birisi bir taş atar kaçar
canım kırılır!
kırıklarını severim en çok saçlarımın
ben onları okşarım
onlar yalar alnımı
gidecek bir yerim yok!
turuncu sabahlara uyanır maviliğim
gün indikçe dağlar ardına
lacivert bir yol tutarım ufuklara
bir ben bilirim beni
bir de ben!
ağırlaşırım dünya döndükçe
ağrılarım döner durur eksenimde
ne yana dönsem
bir keman telidir zaman
öyle gergin, öyle ince, öyle tiz!
uğuldar da uğuldar kulaklarımda
gidecek bir yerim yok!
uğrun uğrun Tanrı’yla buluşur gözlerim
O da bilir bir urbam
bir de sözlerim kalır benden geriye
“biraz daha bekle der” sessizce
bir ben duyarım
ve devam eder
“gidecek bir yerin var”
-mavi bir yol çizer bana ışıkla-
13:00/27 Kasım 2014/Sev_tap