8
Yorum
20
Beğeni
0,0
Puan
1978
Okunma

benimkisi
sevmeye duyulan özlemin yüreğimden kuş olup havalanması
yorgunluktan son nefesini vermeden konmaktı sadece yüreğine.
korlarla tutuşur
alevlerle sararırdı gözün bakışına düşen gün
bir damla gözyaşının
yangın yerini söndürebileceği kimin aklına gelirdi
bilseydi akmazdı böyle olur olmaz dudağa yol yaparak.
boş ver
yuva diye görünen her çalı sağlam değildi zaten
ya düşürürdü tam bağdaş kurup oturmuşken
ya da ufak bir rüzgâr darbesiyle kül olup uçardı maziye.
sen
ömrümün son sevda durağı
hırçın rüzgârlardan nasibini alan adam
aç göğsünü
bir kuş gibi titreyerek sarılayım gün görmemiş omuzlarına
kurduğun her tuzağa yakalanan ben değildim
ama leğen altında karanlığı kucaklayan
ışığa hasret gözlerim kapanmadan
senin gözlerinle buluşan
en son sevda kuşu bendim belki de
annene sor
nasıl da ağlardın kaçırdığın her avın ardından
benim peşimden ağlama
ağlama eksilmesin yüreğindeki yerim.
korkusuzca yükselen dağların zirvesindesin
kar olup düş avuçlarıma desem
soğut bu yangını nefesinle desem
ve çığ ol götür tüm keşmekeş anıları desem
dediğimle kalacağım biliyorum
sen; sol yanı ayaz yemiş adam
kelimelerim sana ulaşmadan her zerresinin donacağını bilsem de
sadece hemen ’hayır’ deme
onarılmayacak kadar kırılmasın cümlelerim
ki bilirsin
yuvadan düşen yavru bir kuşun çığlıkları gibi
en içlisinden şiir döşerim yüreğine
incinirsin.
daha dün
arnavut kaldırımlarına takılan bir yüreğin iziydim sende
kırmızı dudaklarımdan bir tebessüm yolladım sana
yanağına konan tarafından
sil gitsin mendilinle
kenarına işlediğim baş harfin ağlamaz korkma
ben işlerken yeterince deştim iliklerine kadar
yıkama
bir elek misali as gitsin anılar duvarına
bu saatten sonra ağır aksak cümleler tutunamaz nasılsa
akar gider içinden.
aç avuçlarını
korkma
yaralı da olsa
daha doğuştan bahşedilen yanık kanatlarıyla
bak nasıl özgürlüğe uçacak sevda kuşun.
Ayvazım DENİZ