3
Yorum
9
Beğeni
0,0
Puan
920
Okunma
gidene kadar bahçeden bahset
düşündüklerin kalemimden hızlı olmasın
ki daha net boyaya bileyim çitin kapısını
hayır kuş yok var
varla yok arası bir siyah
saklı dursun kanadının ucunda beyaz
sonra gülümseyelim göğe doğru bir çizgi daha
her gidişin bir dönüşü yok
ama
bizimkisi düşmek zorunda çitin kapısına
adım atınca ne görüyorsun
bahar yüzlü sevinçler yerinde değil
bu nasıl şey
bütün renklerden bahsetmişsiniz
fakat yeşil yüklü ağaçlarımız nerede
hele dur
bu masalın daha kıyısı
derken çözülecek bağı aklının
kelebekler aşkına
su yaralı bereli
hatırlasana
karanlığımız var
masamız ay ışığında yavru ağzı
biraz ufuk kızılı
biraz da sazlık şarkıları ah
gölgeler yağıyor olmalı geceye
peki sığdı mı ellerinize şimdi
notalarını eksik etmediğim boşluk
bir şey var diyordun bir şey
dudaklarından düştü düşecek
harfler sığındı ıslak
sarıldılar birbirine dans ederek
kimi içimizden kalkan bir öykü
kimi karşı dağın beyaz örtüsü
biraz tuzu karıştı
şarap mıydı
serap mıydı birden bire saydamlaşan
içi yırtık istasyonların
geriye bakıp
ağladığı veda töreni.