1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1356
Okunma

Fısıltıyla; sözler geçti geceden önce…
Soyunarak çıplaklarıyla serildiler panayır yerine
Dudaklarında akşamdan kalma şarap nahoşluğu
Şerefine amin düetleri yükseldi mabetten
Rüzgarların iştahlı nefeslerini üflediler salıncaklara
Ayakkabılarını öpen çamur yüzlü çocuklara gülüştüler.
Fırtına öncesiydi; kuşlar uçuştu göğün hasta göğsünden
Siyahtı kanatları, gözleri kapalı yağmura tutuldular
Sonsuzluğun içinde titreyen kanlarıyla üşüdüler
cennetin anahtarını al/tın kafeslere bırakıp
insansız şehirlerden matemleriyle geçtiler
kırık yamalı kadınlara iç geçirerek ağladılar
Vicdanların içinde duvara çizilen güneşti özgürlük
Işıkların karanlıkları boğduğu bağbozumu zamanıydı umut
güvercinlerinin ayaklarında eski zamanlardan kalma kızıllık
mahzenlerde ezildikçe koyulaşan suskunlukları seviyordun
Dionysos ahhhhh
ağızlarda kurban şehvetinde kekre bir tat
Ve damakları büyülendi Bach’ın çift keman konçertosu
ve seçilmişlerin şöleninde kuzey ışıklarında
"ruhların dansına” daldılar
Ve düşlerinden bir daha uyanamadılar…..
5.0
100% (5)