2
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1206
Okunma

Döşüme zulaladığım fırtınaların
ceset kustuğu bu şehirde
sana yitirdiğim sevdamı ararken,
gırtlağıma sardığın acıların şah damarında
soluksuz kalıyorum.
Engininde kaybolduğum gözlerini
yüreğime diktiğim gün
aklımı yitirdim.
Sen giderken...
içinde kaldığım girdapların ardındaki
yıkıntıları üzerime yığan
depremlerin kalıntısıyım şimdi.!!!
Ruhum fahişe...
içimdeki karanlık kor yangın
dinmeyen bütün sızılara gebe,
her gecenin bitiminde
sancılı doğumlarla, her kavimden
piç acılar doğuruyor kalbime.
Yanaklarımdan süzülen katran gözyaşlarında
bağrıma bastığım acıları
yalnızlığıma kurban ediyorum.
Damarlarıma
hece hece narkozladığım ruhum
kâfir bir ölüme gebe artık.
Şimdi hangi çığlığı atsam
bu şehir yanacak.!!!
Cebindeki bileti çıkarmayı unuttuğu için
kondüktörden azar işiten
garip yolcu gibiyim.
Yürüdüğüm bu sokaklarda
her kaldırım taşına adını ezberlettim.
Bu kadar umarsız olduğunu
önceleri garipseyeceksin
ama zamanla kendini tanıyacak
ve sana sen de alışacaksın
işte o zaman,sen de benim gibi olacaksın.
Yüreğim kal diye sarsılırken,
gidişlerin en hüsranlısını bıraktım sokağına,
cesaretsiz duruşumla
karşına çıkamayışımın korkaklığını
diktim kapına.
Terkettiğim bu çehri
gözümdeki yaşlarla yıkadım
adını söylemeye bile cesaret edemediğim
bu şehirden
sensiz kalan yanımı da alıp gidiyorum
şimdi gelme artık....
5.0
100% (2)