4
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1171
Okunma
hangi dağdan inilirdi içindeki nehire
kanamak için doğmak yeterdi,
söz sustukça bıçaklandı kendi içinde
ellerimin yası uzun sürdü
gözlerin süngüydü, uykuları deşen
doğraya doğraya geldim kendimi
dilenenlerin önüne…
niye azım hala peki
dolmaya taşmaya böylesi aç, hep aynı yerde rastlıyor kendine
şimdi sen de açmalısın renkli panayırını çocukluğunun
uğramak bazen iyi gelir unuttuklarına
unutmaya çıkınca upuzun bir yol şu hayat
aynı pencereden bakıyor oysa, dolanan sensin
hangi ölümden geçince varılır tekrar sana
ey beyazı öğrendiğim güvercin ten,
karayı ezber aldığım gözler, ve uzun bir koşu ise senden geçiş
bak nefes nefeseyim
Akdeniz çırılçıplak yatınca dağlara
bakamam, gözlerim yanar
damarlarımı birbirine vurduran bu kan
akmaya artar sana ….
evet su da yırtılır, söz gibi, incitirsen
ve kaybolur yüzünde kalan son bakışın da izi
sırtüstü bıçaksın güzel kardeşim,
ötelediğin kelimelerdeki acı ve yara hep aynı yerde açıyorsa güllerini
5.0
100% (8)