1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1280
Okunma

bir günahtan artakalan pişmanlık gibi duruyor içimde
yaşamak, gece kadar karanlık tenha saatlerinde
hatıralar yüzüme vurur da vurur yokluğunu
birkaç şiir ve biraz çay doldurur boşluğunu
bense unuturum ne varsa söylenecek
sen bir uzak ülkesin hiç gidilmeyecek
kanatlarını yorsa da insan bir umudun peşisıra
bu zamansız hüzünler bize hep doksanlardan kalma
kabullenmeliyim mutluluğun bana yasak olduğunu
çünkü artık inkar etmek yetmiyor yokluğunu
yetim çocuklara bırakıyorum bayramları günaydınları
bir bir siliyorum düşümden deli zamanları
ne vakit incelse ip doğuyor yeni bir düğüm
satır arası kaldı uğruna uçurumlardan döndüğüm
ana rahmi kadar genişlemez bana dünya
kuşatır şehirleri baştan uca bu korkulu rüya
yol yorgunuyum aşkın gölgesinde soluklanan
bir hikaye gibiyim anlatanı olmayan
kalk gidelim desen mümkün değil varabilmek menzile
ayaklarım yolları ezbere bilse bile
ne de gücüm kalmıştır dönebilmeye
gözlerinle bu masalın başladığı yere
belki en başından mahkumdum kaybetmeye
depremler iniyor güneşinden kaçıp sığındığım gölgeye
bir telaş yayılmıştır adının anılmadığı kentlerde
anneler akşam ezanlarında yolunu gözler pencerelerde
sevilmek oysa uzak değil tadı hala dilimde
ama kayboldu hevesim acılarım kaldı elimde
unutmayı istemem, ne ki alışmayı
vakit yetmemiş boş bırakmışız yaşamayı
anathema/koyu siyahlı
5.0
100% (2)