11
Yorum
22
Beğeni
0,0
Puan
1957
Okunma

Ateş düştü dergâha sen neden susmuyorsun
Zemheri kapımızda baharlar sürgün yerken
Rabbime kul olup da iblise küsmüyorsun
Ölüm yaşa bakmazken deme bana çok erken
Nadasa bırakmıştık gönül denen arsızı
İlahi kitap emri kul Allah’ı ansana
Hayat anlamsız zaman dünyanın ayarsızı
Ecel acı gerçekken gönül Rable yansana
Bazen yapraklar gibi ılgıt yelde savrulsam
Gark olmuşken usumla Yaradan’ın yoluna
"Hulul ‘la" ruh buluşsa Şemsle yanıp kavrulsam
Tebriz od düşürmüşken Mevlevilik koluna
Güle dokundum ağlar Yaradan’ın zikriyle
Muhakeme edecek akıl yürek bu gece
Söze döküldüm çağlar Hallaç’ın Hakk fikriyle
Darağacında ruha nefes gerek bu gece
Neden suskun canlılar sükût hayra yorulmaz
Debdebeli hayatsa nefretime katıkmış
Gözyaşı akıtana ağladığı sorulmaz
Zülfü yâre dokunsam kalem kaşı çatıkmış
Ufuk mu açacaksın yorgun ve bitkin aklım
Düşünce eksenime anafor sokuşmuşken
Fikirler ala bora inancım özde saklım
Sevgi saygı sahibi insanlar kokuşmuşken
Yağarken üstümüze yağmur öncesi çiğler
Nem ile buz mu tutar kahrolasıca yürek
Menzile ulaşmışken yolu kapattı çığlar
Duaya bir âmin de gam dolu koca yürek