Ferda ca olmuş yine
hafiften bir müzik meltemi ardından şiir
sözcükler raksediyor balıkların pullarında
yağmurlar ıslanıyor kafiye kaygısı taşımayan damlalarla
temize çekilmiyor yaşanan düş kırıklıkları
seside ki ışığı öpüyor derin oyuklarda aksi seda
bekleyişlerde büyürken sevgi acılarım musalla taşında açık kalıyor ayaklar
bir namazlık saltanatımla sonsuz yolculuğa uğurlanmdan önce...
...
Ne kadar güzel şiir,ne kadar harika bir anlatım
yüreğiniz yazmış kaleme aşk kelama ruh dokunmuş
sıfat diye yeterse eğer çoook güzeel
Selam saygı hürmetler Duam baki...


maverayailkyolcu tarafından 2/28/2015 2:45:16 AM zamanında düzenlenmiştir.

Merhaba Hanımefendi;

Eski şiirlerinize uzanıverdim birden. Bakayım dedim kıymetli şaire dünyaya hangi pencereleri açmış. Tavan arasında dolaşmak doğrusu iyi geldi.

Şiiriniz duru bir anlatıma sahip olmanın yanında dize dize anlam izdüşümleri üzerinde durmanında sunacağı bir lezzet var.

Sözgelimi; "Sorular denizinde boğulmadan, atlıyorum endişenin kıyılarından" demeniz felsefi çağrışımlara müsait. İnsan, dünya, hayat, evren kavramları daima soru üretmeye müsait. Muhakkakki her sorunun bir cevabı var. Ne var ki, her cevapta bizi yeni bir soruya götürebilir. Sonsuzluk bağlamında düşünürsek soru cevap zinciri sonsuz halka oluşturacaktır.

Matematikte devirli ondalık sayıları hep biliriz de vurgusunu çok insan düşünmez. Mesela, 6,999... zinciri ne zaman 7'ye ulaşır? Virgülden sonra sonsuz miktarda 9 eklenirse değil mi? Bu da hiçbir zaman vurgusu yapmaz mı acaba? Yine sayılar dünyasının eksi sonsuz ile artı sonsuz arasında uzayıp gitmesindeki sonsuzluk vurgusu da manidar. Hani derim ki; Soru sormak ne kadar doğal olsa da soru cevap örgüsünün ummanlarında yitip gitmekte imkânsız olmasa gerek.

Kuşkusuz dizeler üzerinden bu şekil düşünmek bir şiirin tüm lirizmini öldürebilir de. Burada da "Çember olup içine çekse de girdaplar" dizeniz beni vebal altında kalmaktan kurtarıyor bir nebze de olsa. Ah! Şu bende ki düşünce girdapları.

"bir balığın karnında üşüyor akşam" dizenizde beni naçizane çok sevdiğim "Küçük Karabalık" masalına götürmedi değil. Samet Behrengi imzalı masalın balık kahramanının yaşamı maalesef bir karabatağın midesinde son bulur.

Tabi şiiriniz ilerledikçe Cahit Sıtkı Tarancı ve Otuz Beş Yaş şiirinide anımsamak ne güzel. "Bir namazlık saltanatın olacak, taht misali o musalla taşında" dizesini terennüm ettim bir an da.

Değerli vaktinizi aldıysam ya da sürç-ü lisan etti isem affola...

Saygı ve selamlarımla...




levent taner tarafından 12/22/2014 10:33:24 AM zamanında düzenlenmiştir.

Şiirime ses olan Sevgili A.Dinçer hanımefendiye çok teşekkür ediyorum.Sesinize nefesinize sağlık efendim.Çok sevgilerimle...
...

şiirdeki konu bütünlüğü,bağlantıları yerinde.kutlarım.kaleminiz daim olsun efendim.

cherko44 tarafından 11/13/2014 7:56:10 PM zamanında düzenlenmiştir.

Harmanlasam yüreğimi yeniden paylaşırken
yinelenen şarkıda bir tek seni sevdim ben derken...



emeğine sağlık can

tebrıklerimle

çok çok hoştu kalem usta olunca tebrikler sevgimle hep

Sevmek inadına inadına sevmek..Bu denli içten gelen duygularla yazılan güzel şiiri kutlarım hocam saygımla.

Könlünze salik.

Neden koynumda yatar gölgesi küstüm otunun....


muhteşem bir şiir gönlün derinliğinden akmış sayfaya harika imgelerle dost kutlar sevgiler sunarım

Çalı kuşlarının masum ve ürkek duruşları eşliğinde ve o duygularla güzel bir şiir okudum.Bazen bizler de öyle değil miyiz? Şiir bu boyutuyla da güzel bir resim çizmiş sanki

beğenerek okudum emeğinize sağılık..selamlar..

Bazen şarkıların nağmelerinde dalıp gitmek, bazen hüzüne yatmak bir meyhane masasında...Ama yinede sevmek hayatı....Yürek dizelerinizi kutluyorum...RABATLI

Yüreğinize sağlık

Bugün karşıma çıkan ilk şiirinizi kutlarım.
Selamlar...