7
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
1646
Okunma

Biricik eşime ithâfen...
.
bir daha letâfet yarışına girmedi hiç renkler
caraskala asılmış gibi hissetmedim
o günden beri kendimi
yükselmedi şekerim tutulmadı dilim
anlam kargaşası yaşamadı sorgularda benliğim
herkes birbirine benzerdi
ve sadece ucuz aşk romanlarında işlerdi
ilk görüşte mermi
sizi görene dek
Milenâ’ya âşıktım Kafka’dan habersiz
ve siyah yakışırdı bir kadına en âsil
dar eteklere saklanır bilirdim hep gamzeler
soku taşı gibi olmazdı gözler
kokmazdı hiçbiri
tâze yağmur almış alatav toprak gibi
bilmezdim ki soğuktan beter
heyecan üşütürmüş elleri
sizi görene dek
"pantolonlu bulutlar"ı bilirdim
ki; ustamdı Mayakovski
o da bir kadını devrim kadar sevmezdi
uğraşmazdı çılga heveslerle Rahmaninof
sihirdi bir kadını sevmek
zordu şiir gibi
büyücülük, resmen!
arada çeliği deler gibi
arada bir hastaya pamukla su verir gibi
dizelere armoni vermek
ve avucundaki nasır terketmeden kalemi
veya yarı yolda tanrı seni
gözlerini kıpırdatmadan
avcının omzunda çakılı silah gibi umudu pek
taa izi görene dek...
anlatamazdım o ana kadar pek
inanmazdım hiç
salkım saçak bir deliliğin doğuştan geldiğini
ve bir adamın en kolay
bir kadının gölgesinde sobeleneceğine
ağzında tüten cigaranın ciğerlerindeki oksijenle yanabileceğine
sizi görene dek
haşmet en yansıtıcı aynaydı
günâhı kâr bilir evrende
ve ışığın ne kadar çoksa
ne kadar uluysan
o kadar çok
o kadar rengarenk güve dolaşırdı çevrende
bilmezdim pek
elinde kara kalem
dolaşırdım öyle
yaşar gibi sevmekten bîhaber
sizi görene dek
ürkektim hayli
örsün hünerini iyi bilen korkak bir demir gibi
yeminliydi avuçlarım, kollarım kadar günâhkâr
kaçırdığı, öldürdüğü kelebeklerden sebep
aralığın dördüne dek
sevmiştim bir kaç kez
cee deyip çıkmıştı ufkumdan
dayanıksız mart güneşi gibi herkes
s ö z ü görene dek!
ToprağınSesi
.
5.0
100% (13)