6
Yorum
22
Beğeni
5,0
Puan
1955
Okunma

’ben tuz basarım yaralarıma
buram buram deniz kokar senin şehrin’
oysa
iklimsiz şarkılar söylerdik birlikte
ve her bahara
önce saçlarımda dokunurdu ellerin
gece
gözlerimden gözlerine doğru yürürdü
akşam sefaları sevişirken kaldırımlarda
çığlık çığlığa susarken şehirler
serseri bir rüzgarın nefesini solurdu ciğerlerim
nasıl bir sessizlikti sensizlik
nasıl vazgeçişti kendimden
kimse bilmezdi
(sen bile)
çocukluğunun elinden tutup
terkettikçe çocukluğumu
annemin avuçları sızlardı en çok
birde
o eskimiş
siyah beyaz fotoğraflardaki küçük kızın yüreği
’oysa biz
gökkuşağı gözlü çocuklardan öğrenmiştik sevmeyi biz’i’
şimdi
prangalı kelimelerin boynunu vuruyorum
sana uzak bir şehrin öbür yakasında
ve artık
benim yaralarımda tuzlu sancılar besleniyor
senin denizlerinde lacivert bir hüzün...
5.0
100% (19)