gökyüzünün yırtıldığı yerde
iki zaman arası bir telaş başladı

kırılmıştı güneşin aynası
akşamdı


arsız hüzünlerin ana vatanına yağan gözyaşlarıyla
yıkandı zerdüşt’ün kadınları


soysuz sevdalar tünedi
rahim çukurunda cehennemin
her soluk sesinde
inleye inleye doğurdu şeytan tohumlarını


nefessiz kalmış hikayelerin
sokak arası sevişme sahneleri vardı
aklın arka mahallelerinde



ve mor sürmeli kız çocuklarının
iki göğsü arasında büyüdü
Meryem’in kadınlığı


içlerindeki kini
lacivert yağmurlara sarıp kustu bulutlar
terk edilmiş mezarlıklarına şehrin

çırılçıplak soyundu günahlar kaftanından
hüküm cinnetin

her ten
kızılca kıyamete tutsak bir din
ve selasız kavim

koyu kahverengi bir ibadet sayıldı
salyaları akmış ruhların
ölülere tecavüzü

velhasıl
iki zaman arası bir telaş başlamıştı

aynalar kırılmış
çırılçıplaktı karanlık

güneş hükümsüz

günlerden cinnetti
aylardan akşam
ve
karaborsadaydı cennet..





...