4
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
2026
Okunma

Parlak iki ray üzerine uzanmış
Deli bir aşk hikayesiydi bu...
Geçmişin kuyularından
Sevda çıkacağını bilmeden gelen kervanın
Aheste adımlarla Yusuf’u ezerek yürüdüğü
Zaman
Bizim zamanımız değildi belli
Ne yazık ki;
Deli kısraklar gibi
Gönlü çatlatırcasına gelip
Soluklanmadan geçip giden de
İçinde olduğumuz gün de
Rengi de ahengi de
Dünya denen o koca istasyonun
Tam ortasına kurulmuş
Büyük bir tımarhane bence
Bizse
Sıralı peronlar üzerine sessizce bırakılmış
İsimsiz mektuplar gibi
Bizi tam ortamızdan biçecek
Bir makas darbesinin acısıyla
Yaşlanıp gideceğiz kuşkusuz
Ve
Bizim için vagonlarında umut tasıyan
Başka bir zaman da yok
Ömrümüzün kıyısından geçecek
Biliyorum
"O beklenen gün hiç gelmeyecek"
Ne güzel olurdu oysa
Bir devrin ortasında
Nefeslerimizin attığı kementle
Dudaklarımızı boğsak
Hatta yeniden doğsak
Yeni bir zamana
Yeniden çocuk olsak
Ayrılık konulu sınavlardan muaf
Geçmiş cümle acılardan
Uzaklaşma cezası alsak
Elele tutuşup deli gömleğimizin yakasından
Düşüversek tenimizin ateşine keşke
Ben alıç kokulu gerdanımdan sunsam
İkimizin hikayesini
Sen gamzelerinin lisanıyla okusan sinemi
"Gönlümüzden gönlümüze geçse aşk katar katar"
5.0
100% (8)