25
Yorum
36
Beğeni
5,0
Puan
1746
Okunma

anıp da anışta bağrıma köz bastım
Kahhar edici bir duyguyu taşıdığımı bile bile
kalbime girişte
o göz koyduğum
çarpıp da gitti hiç gülmeden
ruhumun içinde zerresini taşıdığım
bekle gör ölüme kadar ne düşler doğar
kim bilsin ki o aşkla uçuyor aşkın bilmecesinden
neden refüze ediyorsun ki o beyinsiz nefsini
açık bir şekilde o her bir şeyi de ister
onda hande var
onda geçer zaman meşkten
onda yıkanır tüm saçmalıklar
onun ancak cebi doyar
gözü açken
palyaço gibidir her şeyi allayıp da pullar
her bir şey göründüğü gibi mi sanırsın
giyinik görünen ne çıplaklar var
bir parçacık çıkar uğruna satılır’sın
piyasaya dolan tüm etlere yalanır’sın
herkese zarar
bir kuru ekmeği için kara toprakta yatan da var
ne olursa olsun iç çekerek bakmak moda gibi
salıp da gitmiş insanlar fıtratlarını
sıyrıl da ayrılarak çık kabuğundan doğru mu
çöplük sağlığına zarar
çık artık aşkla gir düzlüğe
çık diyorum sana
çık be adam
öyle bön bön de bakma sana
o elin bir garip halde el gibi geldin bana
süzüp de
dürtme
sakın huşu ya dalan bedenimi
takarsın sonra gemi
tüm bu yaşantılar tüm hışmıyla sel gibi geldi cana
ne olursa olsun bir şükür çek önce
ve insaf eyle canına
tüm hayatını yok bellemen boşuna
her gece imtihana çekerken kendimi
o zaman gel de hatamı söyle bana
zira ikbal kurarken kapanır insafın defteri
hep aynı fasıl
ve de
aynı cümbüş aynı da terane
mescit gibi oldu kahvehane ve meyhane
böyle gelmiş böyle de gider
için için kahroluyorum bu denli biçimsizlikler den
işin sonunda da bilin ki mutlaka bir ölüm de var
her ne desem de hep boş velhasıl
o en son kapıdan içeri girerken
yalvaracaksın geriye gönderilmek için
ama kim ve kimsesiz kalacaksın çırçıplak ortada
ne bir dostunu bulacaksın nede bir yaren
beynin de nice pişmanlıklar kaynayıp duracak
o boş geçmişini yad ederken
ve son bir damlacık yaş damlayacak
kanayıp da akacak o doyumsuz göz bebeklerinden…
(07.11.2014) AZAP…
5.0
100% (28)