11
Yorum
36
Beğeni
0,0
Puan
2599
Okunma

sevgilim,
kalbim kırık, müzmin bir kırgınlık içindeyim
ve bunun ne telafisi ne de tedavisi var
hani kalbini kalbimle buluştursalar
yanlış kaynar tutmaz artık dokularımız
-sen beni bu aşktan emekli say-
off bu aralar
her şey çift dikiş
acemi bir terzinin elinde patiska gibiyim
bıraksalar- inadıma söküleceğim-
senli hatıralarımı
çok defalar marine ettim hayallerimle
hani üzüm üzüme baka baka misali
...anılardan da kovulduk
kırk kat yabancı gibi
efkarlandım
bir sigara yaktım
bir kahve söyledim yalnızlığıma
sustuk sonra -terbiyesizce-
oysa bir limon biraz un ve yumurta sarısı kadar yakındı
ehlilleştirmek dilimi
bunu da unutkanlığıma say
çorbalar aşkına
sevgilim
acaba diyorum ben seni çok mu sevdim
.....çok fazla mı şiirler yığdım topuğunun altına
yoksa çok öğün mü şımarttım seni Allah Aşkına!
sen devleştinde ben sanki zizil cüce?
sussam kabahat
konuşsam taşı kırılmış pırlanta bilmem kaç karat
sen hav hav
ben miyav miyav
oysa konuşaraktı anlaşmak, anlamak, algılamak
ayrı lisanların ne ehemmiyeti var
(ve ayrıca da zatı alime ulan deme
nasıl da ayıp
bir tek cümleye yakışır o kelime bir adamın dudağında
o da;
"seviyorum ulan seni")
sevgilim
seni kalbimde uyutmalıyım burjuva bir çocuk gibi
ben tahta iskemlede dik yakalı -fransız mürebbiye-
uyandıkça pış pışlayıp
yüzünü öpmeliyim gözlerimle
saçlarını kalbimden okşayıp
hem nasıl da yakıştı bu suskunluk üzerimize
kimseyle de konuşmak istemiyorum artık
susarakta beni anlayan Rabbime açılacağım
-iznin(iz)le-
soulmate