1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1008
Okunma
Düğünler başka bir zevk bayram başka bir zevkti
Hüzünler başka bir zevk şu gam başka bir zevkti
Büyüdük de ne oldu bizi hep terk ettiler
Yerli gibi geldiler,misafirdi gittiler
Şu sönük duygularla işte bayram sabahı
Başlar içimizde bir hüzünlü gam sabahı
Şimdi yalnızız iyi kötü şu hatıralar
Gam verdi saç ağarttı bel büktü hatıralar
Sonbahardan arda bir yığın hazan yaprağı
Saçılmış üstümüze sanki ölü toprağı
İçimize kapanan birer heykel gibiyiz
Doğduğumuz toprağa yabancı el gibiyiz
Sessiziz içli donuk geçen bahara sessiz
Şu başında bembeyaz, ağla saçlara sessiz
Yoktur üstümüzde o gerilen kanatları
Anaların şefkati baba nasihatleri
Gün geçtikçe bu yolda biraz daha yalnızız
Ne o eski heyecan kaldı ne o eski hız
Nerde eski zamanın o delikanlıları
Kartal gibi göğe kanat çırpan şanlıları
Kimisi göçüp gitti kimi ihtiyar bu gün
Kimisi şu ölüme ah, gıpta duyar bu gün
Onlar da bu âleme gelmiş idiler yaya
Sonsuza kanatlanıp gitti dar-ı bekaya
Geri dönen olmadı gittiler hep gittiler
Kimi hasta kimine kaza sebep gittiler
Şu giden bahar demek bir sonbahar getirdi
Sam viran getirdi şu karayel kar getirdi
Demek boş imiş gelen bahara sevincimiz
Boş gurura ve boş iftihara sevincimiz
Yalan dedirtiyor her gelen gün giden güne
Yalan dedirtiyor her yeni eski dengine
Birer, birer savaşı içimizde zıtların
Sahte düşüncelerin yalancı haydutların
At oynattığı bir yer oluyor iç âlemin
Neler gerçek ne yalan kim yalancı kim emin
Çözülmeyen sorular vardır şu içimizdeki
Sorular şu sorular hep nerde? Nasıl? De ki
Çözülmüyor neden bir karışık yumak gibi
Deli akil geçinir akıllı bunak gibi
Şu zıtlar âleminde hep yalnızız sonsuza
Akıyoruz boşluğa doğru son hız sonsuza
Hiç mi hiç çözülmeyen art, arda bilmeceler
Cevapsız sorular ve şu karanlık geceler
O bizim sandığımız kâğıttan uçurtmalar
Sonsuza uçup gitti çoktan o uçurtmalar
Hep bizden uzaklaşıp gittiler birer, birer
Kahramanlık aşk sevinç hüzün ve doğduğun yer
Ne o eski çocuk biz ne delikanlı biziz
Bir tarih bir hikâye biz artık rivayetiz