1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1152
Okunma

Ey beyaza kara diyen zalimler!
Nedir bu açlık, bu gözü doymazlık
Savaşlarla mı dolacak cepleriniz
Savaşlarla mı var olacak bedenleriniz...
Dar mı geliyor bu dünya size
Hiçbir yere sığamaz oldunuz
Çok mu çalışıyor alçalan ruhlarınız
Utanmıyor mu buz tutan kalpleriniz...
Nasıl bir acımasızlıktır ki bu
Aklınızın kılıcı durmuyor kınında
İnsafınız kurumuş, kanınız donmuş
Varlığınız yokluğu ve hiçliği seçmiş
Tarla biçer gibi insan biçiyorsunuz
Kana susamışlığınızla kasıp kavuruyorsunuz...
Ey acımasızlar, zulmün hasretliğini çekenler!
Ölümün kanatlarına astığınız o körpe bedenleri unutmayın
Beyinlerinize kazılsın acıları
Asaletin ve masumiyetin temsilcisidir çocuklar
Bu dünya onlar için hep dönecektir
Ve bir gün gelecek silahlarınız size yönelecektir...
Petrol sizin, sular sizin, taş-toprak sizin
Bu sonsuz gökyüzü sizin
Fırlatın alçak ruhlarınızı boşluğa
Yere düşsün, parçalansın zalimliğiniz
Yıldırımlar çarpsın insan kesen ellerinize
Damarlarınızda dolaşan kanınız tükensin...
Bulutlardan akan zehir sizin
Alın kana kana için
Mavisini kapkara yaptınız göğün
Karanlığında boğulun...
Hâlâ silah taşıyorsa elleriniz
Ve hâlâ sürüyorsa zalimlikleriniz
Ölmek size daha çok yakışacaktır
Hadi durmayın, öldürün kendinizi
Yerin-göğün bütün silahları sizin
Tarihinizi toprağa gömün
Tükenin bir daha doğmamak üzere...
Rukiye Çelik/23 Ekim 2014
ANKARA