2
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
792
Okunma
..,
Aşk, suyun yüzüne hükmetmez bilirsin
olsa olsa meltem gibi hafif bir çalkantıdır ilkin
kutsuyorum kuru dallar üzerindeki nemi
çölü bilenler için biriktirdiğim
beni duy, acımı dindir
bak. işte tam buradayım
bir divane
bir serseri
bir haremî şehir yesrib
ben seni
çoluk çocuk kamyonlara doluşup göle gitmek sanıyorum
ben seni uzak bir yere gönderilen oğullar gibi sabırla beklenmiş
sular dökülerek yola salınmış
ben seni nar kırılarak bereketlenmiş bir evin pencere önünde
kavuşmuş da heyecan içinde konuşmaklar sanıyorum
ben seni çok bekletilmiş bir kadının upuzun öpüşlerle kışkırtıldığı
ve bir yer yatağında bacakları beline dolanan sevişmeler sanıyorum
kırmızının yavru ağzında, açık seçik saçık bir uzuv oluyorum
tepeden tırnağa özlemek uzvu.
bir kadının bir adamı
Kalbimin acısıyla sarılıyorum yaşama
bütün kollarımla
bütün kollarım
ben bir ağacım ey güzel dipsizliği yalnızlığın
dalları ipeklenmiş dövülmekle
bir karış keçe
çok hırpalanıp çokça sıkıştırılmış
bin bir yelden nem kaparak büyümekte kabuklarım
kavrar köklerimden, karanlıklar içinde pür aydınlık
bütün üşümesine yakılırım parçalanmış dünyanın
böyle uzun bir yolu göze almak
olsa olsa mecnun bilerek Leyla’yı
saçlarına uzananların ılıman denizidir
sen de figan et,,
kendinden çıkmayan, durduğu kabuğun vehâmetinden habersiz kalır
haberdâr olmak, düşüncenin aralıklı kapısını açmak üzere kapamaktır
bî haber kalmak, figan edilecek o eşiği ve ıskalandığı her ânı
ancak bir sonrasına öteler
ama olacak olanlar mutlaka olacaktır
figan et,,
kendinden çıkıp gittiğin yer deşildiğinde
tıka basa gül dolduruyorsa içeri
olsa olsa hacıları yolundan eyleyen* değil, onu kolaya eğenlerin eşiğidir
bağrın,,
sonrası
kim sağ kim selâmet
en değerli kaftan, bir kedi uyusun için kesilir...
.,,
5.0
100% (8)