9
Yorum
39
Beğeni
0,0
Puan
2546
Okunma

bana artık mektup yazma
-samimi bulmadığım zarfları açmıyorum-
sen bu yalnızlığı tanıyorsun
demir ranzalarından, açık unutulan pencerelerinden
kalabalık yemekhanelerinden
yatılı acılardan
üstünü yıldızlardan başka kimse örtmeyince
şafak buz gibi dudağıyla öpünce alnından
tutulunca özlemlerin
bu üşüme müşterek Lucien
...ve lütfen hatırla
bana kalbin neden ağrıyor diye sorma
nasıl olayım işte
-hala biraz küs, biraz alıngan
ve hala inadına boyundan büyük düşler
ısmarlayan/
o küçücük kalbinden!
senin beni sevmen
mahallenin bütün yoksul çocuklarını
yazlık sinemaya götürmen gibi birşeydi
-ben de dahil-
gazeteler seni yazıyor Lucien
kuşlar kanatların ardına nasıl hapsolabileceğini anlatıyor
hani bir kelebek sıyrılır beneklerinden
kaybeder gibi ağaç çiçeğini
olmayan kızını bir anne
göbeksiz bir bağ
ağ örümceksiz
kitaplar öz-geçmişinden bahsediyor
üveyi kalbimde!
gülüşün hala cenneti anımsatıyor bana
bir kez rüyamda görmüştüm, bir de ağzında
-küçük bir çocuk koşuyor gözlerinde-
yüzün cennetin yedi kapısından biri
ve ben kalbime basarak
-tek ayak üstüne bir suçlu- bir cezalı-
bir daha geçer mi saçlarımdan o bahar
dönüşün gençliği değil
kayıp bir aşkı firketeler yüzü asık topuzuma
-oysa ellerin saçlarıma nasıl da yabancı-
soulmate