10
Yorum
16
Beğeni
4,7
Puan
1582
Okunma
buradayım diyorsun
gözlerimi seraplar gibi
martılar yolluyorsun
denizleri beyaza boyar gibi
iyi bak diyorsun
ya içimi haşreden bu kuraklık neden
demirden olmaz mı insanın
yüzünde danseden atların nal izleri
rüzgar varsa dağılır saçların
bir denize akmaz mı nehirler
neden bitmiyor öyleyse yüzümdeki
bu mor resimler
gitmedim diyorsun
buradayım iyi bak
rüzgârları kullanıyorsun avuçlarının yerine
bırakıp gidiyorsun
avuçları buz gibi çocuksu üşümelere
emir kipli cümlelere teslim oldum şimdi
demir telli çitlere
küskünlüğüm sana emânet kız kulesi
soyunuyorum işte sizi
koparıp atıyorum hepinizi
sanki kurtarır diye yanaştığım
parşömen cümleleri
en büyük bahsi sana yatırdım hep
hayat kumarsa
ve ummak kadar yaşamak da var diyerek
hem deniz gerekti seni yaşatmak için
hem rüzgarla öpüşürken seyretmek
hâyali bile hayta bir hikâyeydi başından
umarsız bir cehennemdi bir araya gelmemiz
ben limana bağlı ayyaş bir meyhaneydim
sen dönmemeye kırılmış dümen
ve hep o kucaklamak makamlı
şarkıyı mırıldandım durdum?
anlaması zaman alsa da
tek bir şart(l)a yanaşırdı
bir gemi kıyıya
fazla bağlanmamak şartıyla!
kod adı uğurlamak!..
ToprağınSesi
.
5.0
93% (14)
1.0
7% (1)