2
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
2883
Okunma

Yitik bir aşkın hazin öyküsüdür Eftelya.
O’na Eftelya dedim inandınız O bir Gül damlasıydı yanıldınız.
Bir pazar günüydü
aylardan haziran
bir gülün aşkıydı
bir gülün bakışıydı
yüreğimi sızlatan
sınav çıkışında
bir kelebekdi gördüğüm
içimi aydınlatan
ruhumu ısıtan
harikaydı
rengarenkdi tepeden tırnağa
tanıdık bir simayı andırdı bana
tanıdık bir simaydı...
izler bırakan hayatımda
pır pır eden kanatları
hayata tutunan
yüreğimin çırpınışları gibiydi,
her kanat çırpışta
yüreğime dokunur,
doldurur gibiydi
sever gibiydi Eftelya
tıpkı sevildiği gibiydi
tanıdık bir simaydı Eftelya
yaklaştım yanına
harikaydı renkleri
harikaydı gözleri
nazenindi elleri
her zamanki gibi
cennetden çıkmış melek misali
yüreğime izler bırakandı o
bırakıp gidendi yine o
hatta seslendim ona
...Eftelya...
o tanıdık simanın ismiyle
duydu yüreğimin sesini
hissetim sol yanımla
göz göze geldik o anda
Eftelya bitmeyen masalım
Eftelya bitmeyen rüyam
ürkek ve çekingen tavrıyla
daireler çizdi etrafımda
o döndü ben döndüm
o Gül’dü ben öldüm...
döndürdü yine başımı
alıp gitti bende ki beni
ilk günkü gibi
o tanıdık sima Eftelya
renklerin akışına takıldım kaldım
masaldı belki uyanamadım
uyansamda ne farkederdi ki?
bir kere kandım
bin kere yandım!...
gözlerinin yeşiliydi
bir aklımda kalan
önyargılarıydı beni
en çok yaralayan
bir gülün aşkıydı
bir gülün bakışıydı
yüreğimi sızlatan
acelesi vardı belliki
ardından gittim
koştum,
ama nafile yetişemedim...
çekip gitti Eftelya
ömrümün kıyısından
çekip gitti Eftelya
gönlümün kıyısından
kimbilir ömrünün
kaçıncı sayılı
son dakikasıydı yaşadığı
çekip gitti Eftelya
ömrümün kıyısından
çekip gitti Eftelya
gönlümün kıyısından
hüzünlü bir sevda bırakarak
ardına bile bakmadan...
Ahmet Şahin Bursa
09.06.2014
5.0
100% (2)