4
Yorum
18
Beğeni
0,0
Puan
1835
Okunma

her daim hazan giydirilen Eylül çocuğuydum ben.
eteklerinde solgun ay ışığının rahlesi
ıssız sokaklarda yuvasından sürgün edilen yapraklar
diz çökerken gecenin karanlığına
bir mavinin başımdan yağmasına muhtaç yürüdüm yalnızlığıma.
hücrelerimde sevdanın çılgın ritmi
çığlık çığlığa bölünerek çoğalırken
ayrılığın tümörü metastaz attı her bir yanıma.
çürüyen anılar ciğerlerimi nefessiz bırakırken
’umut’ köhne bir dalgınlığın ucunda asılı kaldı.
kirlenen ne varsa geçmiş zamanın
ölümsüz takvim yapraklarında
teker teker düştü avuçlarıma
üfledim
uçuştular
mâzînin karanlık dimâğına.
’Eylül çocuğuydum ben’
hazana inat pembe eteklerim uçuştu rüzgârda
yere düşen elma şekerimdi
onu da üfledim yedim tiksinmeden
belki de o yüzden kirlendim şeker tadında.
dalgalanan her duygum sâhilime vururken köpük köpük
doğa üstüydü beklentilerim
mavinin sağılmasını istedim gökyüzümden
ağzıma damlayan her damlayı yalayıp yuttum zamanından önce
dudaklarım buz tuttu
sağır oldu gök gürültüsünden kulaklarım.
Eylül çocuğuydum ben
o yüzdendi belki de
mutluluğun adresini
görmedim
duymadım
bilmiyorum.
Ayvazım DENİZ