Aynada baktığım bu yüz benmiyim..? Saydam ve şeffaftım sanki bir zamanlar... Gözlerimin altındaki halkalar..! Onlar Ne zaman oldular..?
Sırrın ardın da bir ben daha var sanki... Bu yüz..! Bu yüz ne kadar da donuk... Çökmüşmü yanaklarım...! Hangi ara kendilerini saldılar..?
Gözlerim.. Gözlerim daha önce böyle ağlamaklı bakmazdı bana..! Parlardı içlerinde Yeşim taşları... Şimdiyse sönmüşmü yangınları...!
Göz kenarlarımda varmıydı bu çizgiler sahi... Daha çekikti önceleri... Badem gibi.. Bunlarsa çentik yemiş misali...
Aynanın kendi hatası olmalı.. Yok..yok.. Burnumun üzerinde bunca çil varmıydı ki.. Noktalama işareti dolmuş şimdi...
Dudaklarımın etrafındakilere ne demeli.. Ya o çizikler.. Oysa dün.. Orda yoktu hiçbiri.. Acaba bu kadında kim..? Ben değilim o kesin..!
Neyse ki gamzem hala yerinde... Onu kaybetmemişim.. Çocukluğumdan hatıra.. Tebessümümle yerleşen çukur... Bir o tanıdık bana..
Ben..! Beni ne ara yitirdim aynada... Ayna.. Ayna.. Söyle bana... Ben.. Kimim...? Ben hangi vakitteyim...?
13/09/2014
Paylaş:
4 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Benden önce Merhum şairimize atıfta bulunulmuş olsa bile ben de ne yalan söyleyeyim "Otuz Beş Yaş" şiirine doğru uzanmadım değil hani. Demek ki bu algılama boşuna değil. Define haritasının diğer yarısı ben de demek. Sizi tebrik ediyorum.
:) yaş 35 en sevdiğim şiirlerden biridir... ve yaş gittimi ruhda azar azar yol alıyor arkasından... aynaya çok bakmaktan depresif bir hal almış şair :)) onun içinde kendiyle cebelleşmesinde de böyle bir şiir çıkmış ortaya...
:) yaş 35 en sevdiğim şiirlerden biridir... ve yaş gittimi ruhda azar azar yol alıyor arkasından... aynaya çok bakmaktan depresif bir hal almış şair :)) onun içinde kendiyle cebelleşmesinde de böyle bir şiir çıkmış ortaya...
:)) bir dolu gençlik kremleri jelleri.. artık neremizi toplayacağımızı bilemez oluruz.. bir dolu döktüğün parada cabası... teşekkür ederim hoş yorumunuz için...
:)) bir dolu gençlik kremleri jelleri.. artık neremizi toplayacağımızı bilemez oluruz.. bir dolu döktüğün parada cabası... teşekkür ederim hoş yorumunuz için...
"Aynada baktığım bu yüz benmiyim..? Saydam ve şeffaftım sanki bir zamanlar... Gözlerimin altındaki halkalar..! Onlar Ne zaman oldular..?
Ve,birgün gerçekle yüzyüze geliriz,dünyanın hızlı treni mola verdiği zaman bir parıltılı şehrin dışında,bir geceyarısı...O bahara benzeyen ten,artık buruşmaya hızla giden meyve kabuğuna dönmek üzeredir...sahi ya,ya gözler altındaki mor halkalar...neden düşman görünürsünüz ey aynalar...?Rahmetli Cahit Sıtkı'nın "yaş otuzbeş"adlı şiirini hatırlattı sorularınız...Onlar ne zaman oluştı,o mor halkalar..!Sorularla irdeleriz işte hepimiz böyle kendimize özel durumlarımızı...başarılı bir iç çekiş ve içe dönüş portresi bu şairem...
Sırrın ardın da bir ben daha var sanki... Bu yüz..! Bu yüz ne kadar da donuk... Çökmüşmü yanaklarım...! Hangi ara kendilerini saldılar..?
Yunus'un "bir ben var/bir de benden içeri"dediği durumla karşı karşıyayız şimdi...aynanın sırrının ardında gibiyim...yüz...yanaklar...gözlerdeki halkalar ve değişen bir ten portresi...evet ki,aynada görünen çehrenin ardında aslında başka biri var hep...Yunusun dediği ruh var...tenimiz fani,herşey gibi...ruh baki...gören,tadan,düşünen ruh..Yunus ne diyordu? "Ete,kemiğe büründüm/Yunus diye göründüm"işte böyle diyor tenimizin ardındaki ruh...aynanın ardındaki sır...
Gözlerim.. Gözlerim daha önce böyle ağlamaklı bakmazdı bana..! Parlardı içlerinde Yeşim taşları... Şimdiyse sönmüşmü yangınları...!
Önce ışıklar gibi umutlar söner ruhlarda...Ve,gözlerimizin feri de kaybolur gitgide...hangimizin enerjisi yeter ki o gözlerdeki ışığı söndürmemeye..."gözler,zaten ruhun birer penceresi değil mi..! "gözlerimizle almaz mıyız aşkları dehlizlerimize..!gözler yalan söylemez der,şairlerin şiirlerinde ve toy gençliğin lügatinde...şimdi birer gece lambası gibidir gözlerimizin ışığı artık...biz hayattan kabre yaklaştıkça...
Göz kenarlarımda varmıydı bu çizgiler sahi... Daha çekikti önceleri... Badem gibi.. Bunlarsa çentik yemiş misali...
Ve,gene o gözler...çentik yemiş tahta gibi çizgi çizgi...o cilası dökülmüş gözler var ya gözler...badem gibi gözler var ya...şimdi birer aksesuar sadece...yeter ki görsünler...kimin umrunda artık o badem gözler...romatizma...miyop...migren...kalp çarpıntıları....tenin buruşması gibi hallerle savşmaktan kim bakar gözlere şimdi...Ve,farkındalık betimlemesi mısralarda...harika...
Aynanın kendi hatası olmalı.. Yok..yok.. Burnumun üzerinde bunca çil varmıydı ki.. Noktalama işareti dolmuş şimdi...
Nefis nasıl da atlıyor her iltifata değil mi...yok yok aynadan kaynaklanıyor bu çirkin görüntüler canım...öyle der bir bilge.."nefis devekuşu gibidir...başı kumda ama,koca gövdesi dışarda...avcı onu görür ama,o avcıyı göremez..." işte böyle bir durum ayna karşısındaki teselli arayan mısralarda...kim böyle bozuk imal etti canım bu aynaları..!
Dudaklarımın etrafındakilere ne demeli.. Ya o çizikler.. Oysa dün.. Orda yoktu hiçbiri.. Acaba bu kadında kim..? Ben değilim o kesin..!
Ve,devekuşu nefis devrede gene...hep bişeyler buluyor kendine...yok yok bu ben değilim....Ve,başımız ayna denilen taşa çarpmıştır artık...ayılmak istemeyiz ve aynalara yükleriz yaşamın olmzsa olmazı ihtiyarlık alametlerini...
Neyse ki gamzem hala yerinde... Onu kaybetmemişim.. Çocukluğumdan hatıra.. Tebessümümle yerleşen çukur... Bir o tanıdık bana..
Şükürler olsun ki gamzem yerinde...herhal o da hep tebessüm ettiğim için yerinde...nasıl da vefalı bir hatıra gibi kalakalmışsın sen orada ey gamzem...bak bir sen kaldın çocukluğumdan yana bana dost...bak,yıllar yılı dost bildiğim aynalar,bana düşman görünüyor..!
Ben..! Beni ne ara yitirdim aynada... Ayna.. Ayna.. Söyle bana... Ben.. Kimim...? Ben hangi vakitteyim...? "
Ey aynalar ey ki ey...neden böyle gerçekçisiniz siz...ila da illa hep böyle olmak zorunda mısınız..? ve,aynalar bize zamanı gösteren birer saat gibidir...çocuk muyuz...genç miyiz...orta yaş...ihtiyarlık...bakınca görürüz zamanı onlarda...
tebriklerim,ayna materyalini mecaz ve gerçek anlamda kullanıp,istifham sanatı da yapıp,sorularla gerçeklere araladığınız mısralarınızın duru,az ve öz avazlarına sarmalanmış farklı eserinizin güzelliğinedir...saygılarımla...
Ve,birgün bitiyor fiziki güzellik...sonuç ise hüsran...bundandır sanırım sosyal hayattaki mutsuzluğa ayna olan şikayetlerimiz ve ayrılıklarımız...illa da illa ruh güzelliği...varsın fiziğe takılsın cümle alem...sonucuna katlanırlar elbet şimdilerde olduğu gibi...insana dair güzelliklerden yana ruhum...
Sayın serin mavi.. İç güzellik.. İçte ve derinde olduğundanmıdır bilmiyorum.. Görmek ve anlamak zor gelir.. İnsanlara dış güzellik daha hitapkar sanırım.. Eskidenmiş huyuydu.. Suyuydu diye insana değer vermek.. Şimdi herşey görsellikten ibaret.. Ruhları görmek için 3. Göz sahibi olmak gerekli.. Ruhlarda alalacalı artık.. Renklerini ayırd edemiyor insan... Ondandır belki güzellik takıntımız..
aslında her insan,dışına,fiziğine bu kadar verdiği emeğin yarısını, içini,huyunu,karakterini ve insanlığa dair özelliklerini beslemeye ve güzelleştirmeye verse diyorum da...işte o insana doyum olmaz...güzelliğe,kırk günde doyulurmuş da,güzel huya kırk sene doyulmazmış...kendine bakmayı pas geçmiyorum,çok önemli...fakat,neden hep fiziki güzelliğe bunca emek,diyorum?herkesçe malum,birgün geçecek fiziki güzellik ama,iç güzellik harika bir tat,diyorum...
Ey gidi ihtiyarlık.. Göz açıp kapatıncaya geçiyor zaman.. Hayata birşeyler katıyoruz katmasınada.. Farkında olmadan da bizde hayatta su gibi, mevsim gibi sona doğru ilerliyoruz.. Sabah evden çıkmadan alelade baktığımız aynalar.. Gün gelir önünde mıh gibi ona bakakalmamızı sağlar... :-) gene mısra mısra hiç yorulmadan yaptığınız değerli ve bir o kadar da anlamlı yorumunuz için teşekkür ederim.. Bir kadının ayna ile olan hesabıydı işte.. :-) saygılarımla....
Ve,birgün bitiyor fiziki güzellik...sonuç ise hüsran...bundandır sanırım sosyal hayattaki mutsuzluğa ayna olan şikayetlerimiz ve ayrılıklarımız...illa da illa ruh güzelliği...varsın fiziğe takılsın cümle alem...sonucuna katlanırlar elbet şimdilerde olduğu gibi...insana dair güzelliklerden yana ruhum...
Sayın serin mavi.. İç güzellik.. İçte ve derinde olduğundanmıdır bilmiyorum.. Görmek ve anlamak zor gelir.. İnsanlara dış güzellik daha hitapkar sanırım.. Eskidenmiş huyuydu.. Suyuydu diye insana değer vermek.. Şimdi herşey görsellikten ibaret.. Ruhları görmek için 3. Göz sahibi olmak gerekli.. Ruhlarda alalacalı artık.. Renklerini ayırd edemiyor insan... Ondandır belki güzellik takıntımız..
aslında her insan,dışına,fiziğine bu kadar verdiği emeğin yarısını, içini,huyunu,karakterini ve insanlığa dair özelliklerini beslemeye ve güzelleştirmeye verse diyorum da...işte o insana doyum olmaz...güzelliğe,kırk günde doyulurmuş da,güzel huya kırk sene doyulmazmış...kendine bakmayı pas geçmiyorum,çok önemli...fakat,neden hep fiziki güzelliğe bunca emek,diyorum?herkesçe malum,birgün geçecek fiziki güzellik ama,iç güzellik harika bir tat,diyorum...
Ey gidi ihtiyarlık.. Göz açıp kapatıncaya geçiyor zaman.. Hayata birşeyler katıyoruz katmasınada.. Farkında olmadan da bizde hayatta su gibi, mevsim gibi sona doğru ilerliyoruz.. Sabah evden çıkmadan alelade baktığımız aynalar.. Gün gelir önünde mıh gibi ona bakakalmamızı sağlar... :-) gene mısra mısra hiç yorulmadan yaptığınız değerli ve bir o kadar da anlamlı yorumunuz için teşekkür ederim.. Bir kadının ayna ile olan hesabıydı işte.. :-) saygılarımla....
Ahh ahhh yıllar alacağınız olsun...ne çok şey götürdüler haberli ve habersiz ...görünenden öte görünmeyen önemlidir derim sevgili şairim.
Hâlâ bir çocuk sevinci taşıyor mu yüreğiniz olur olmaz bir yerde kahkaha patlatıveriyor musunuz ? Düşleriniz var mı ? En güzel maviye doğru yol almak için çabalıyorsanız boş verin aynayı ...içinizdeki aynanın konuştuğunu dinleyin derim..boş verin...kimler geçip de konuşmamıştır ki o yalancı aynayla onlar içimizi göstermezler.Korkarlar ancak yalın, sert, acımasız , katı gerçekleri vururlar yüzümüze oysa hayat sadece bu değil..hayallerimiz var, daha daha yaşanacak nice güzellikler var..aydınlıklar var..beyaz var mavi var ...
Yaşamak güzel şey doğrusu demiyor muydu bir şair hem sonra...her şeye rağmen öyle...boşverin aynayı amannnnnnnnnnnn kırın gitsin
siz içinizdeki emsalsiz güzelliğin tadını çıkartın.Sevgiyle yüreğinize.
:-) teşekkür ederim.. İçten sıcak ve bir o kadar da keyifli yorumunuz için.. Emin olun öyle yapmaya çalışıyorum.. İçimdeki kız çocuğu ile barışık yaşayıp.. Bol bol gülecek birşeyler buluyorum.. Yoksa sürekli aynaları sorgulamakla ömür geçmez.. :-) sevgilerimle
:-) teşekkür ederim.. İçten sıcak ve bir o kadar da keyifli yorumunuz için.. Emin olun öyle yapmaya çalışıyorum.. İçimdeki kız çocuğu ile barışık yaşayıp.. Bol bol gülecek birşeyler buluyorum.. Yoksa sürekli aynaları sorgulamakla ömür geçmez.. :-) sevgilerimle
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.