1
Yorum
9
Beğeni
0,0
Puan
1115
Okunma
kara gözlü küçük kız
şimdi harfler nasıl heyecanlıdır
nasıl büyük sözler söylesem diye
abartılı elbiseler giymiş
rengarenk palyaçolara benzeyen
gamzeli tavırlarını yazmaya çalışıyorum
boyumu aşıyor gösterdiğin sevgi
sarılınca duraksayıp bu anın biteceğine
hüzünlenen aklımın göz yaşlarını siliyorum
sevmek ne kadar basit değil mi
bir gün ben yokken çerçevelerin ortasına dalıp
o eski anıları düşünürsen
dolanır saçlarına geçmişin yorgun elleri
üzülürsün
çabuk azalır bulutlar
ilk istasyonda karmaşaya kapılan adımlarını
sayarken unutursun yanından geçtiğimi
sonra bilmem havada mı uçar arabalar
yerin altında mıknatıs çemberleri
ağaçlı resimlerle duvarları süsleyen
eski ormanlar dolar avuçlarına
dalarsın
sulara atılan oyuncak kağıtlar gibi buruşur kalbin
ağlayamazsın
neden o zamanın içinde ben yokum diye
biraz daha ileriye yürürsen eğer
anlayacaksın mevsimlerin huy olduğunu
her şarkının bir sonu vardır
durdurup kalbini dinle
ne kadar çok yaşadığımı seninle
istersen savur sonsuzluğa unutturup bana kendini
kara gözleri küçük kız
yorulup dizlerini ovduğunda
sonu gelmiş bir baharla buluşacaksın
orada sarılırken bir daha sana
dünyanın döndüğünü anlayacaksın.