3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1136
Okunma
hangi ölüm beklenir
hangi insan kondurur düşüncesine hayırlı bir ölümü
hangi hastalık başından atar umutlarını
hangi ferman, infaza kadar inandırıcıdır...
söylenen her sözün uzerinden bir kez daha gecer insan
yaptıgı her hareketin
her ima’nın,
sonra düşüncelerini ayırır aklında
ettigi isyanlar
ses tonunun sertlesmesinden bile pişmanlık duyar
istemedigi halde
yorgunluktan cektigi her derin iççekişin
O’nun tarafından duyulup duyulmadıgını
yada hissedip hissetmedigni...
geri dönüp değiştiremiyecekleri icin
pişman olmanın bir anlam ifade etmedigi
ama o bir anlamın vicdanın icin bir ömre degdigini
O’nu kaybettigin anda anlarsın..
kısa bir tekrar gecer gozlerinin onunden
ne cok pişmanlık
ne cok icinden cıkamamak bu hayatın
ya öyle yapsaydımlara
ya yapmasaydımlar eklenir
keşkeleri cıkartınca aklında
basit teselliler kalır.
huzurlu bir teslim olusa şükrederken bulursun kendini
belki de kaybın buyuklugunu dusunmemek icin
yapılan son görevin huzuruna teslim olup
icinde kanayıp duran yaraya dokunmayıp
zamanı beklersin
iyileşmeyeceklerden biri daha acılır icinde
ve ögrenirsin yaşamayı
O’nunla yasamayı ogrendigin gibi...
bazen dursun istersin
zamanı geriye alıp
mutlu bir bayram sabahına
bir aile meclisinde toplanıp
kurulan sofranın basında sakalasma anına
gozlerinin icine bakıp gulumsedigin
belkide yanaklarından öpüp özledigin
özlem ki sıkı bir sarılmayla içini serinleten
ve son ayrılık anında
dokunamadan icinde buyuyen
ortak oldugun her anıyla
her tanıdıkla icinde acılan
hatırladıgın her gunle
zaten tasınamayan bir huzne eklenip
içine gömmek hıckırıklarını
ne cok keşkeler toplamısım icimde
ne cok olsaydım, yapsaydım, gitseydimler...
simdi sıkıp yumruklarımı
yumrukladıgım,
benim yalnızlıgım
soyleyemeyip erteledigim
her söz bogazımda yutkunamadıgım
aldıgım her nefes
O’nsuz bir dunyaya vermeden once
O’nun oldugu bir dunyayı düşünüp
içimi yakıyor
üzgünüm annem
sıradan sevda kafıyelerinin basitligine kaptırırken kendimi
senin yoklugunun agrısını hesaplayamadım
hic gitmeyecekmissin gibi gün ederken günümü
içimdeki dolulugunu kestiremedim
kac damla yeter bu atesi sondurmeye
kac dua ferahlatır icimi
kac isyan
kac cıglık
kac satır
kac şiir
kac ömür versem
simdi gittigin yerde mutlu etmek icin seni
biliyorum
bu saatten sonra
aglayabildigim kadar aglasam
agıtlar yaksam
ne daha iyi oglun olabilrim artık
nede geri getirebilrim
yüzünden sildigim tebessumlerini
gunde bir an sesimden esirgedim seni
ayda bir gun yüzümden
öyle kaptırmıstım ki kendimi
sıradan dünya dertlerime
kendi bencilligimle zehirleniyorken
bana emanet ettgini unuttum
işime gelmedi belkide
ne zamanım vardı
nede imkanım
senin, ben olmam icin harcadıgın hayatın
karsıgılını veremedim
simdi tek yapabildigim
huzur icinde yatabilmen icin
üzerine toprak atarken dualar etmek
hani yasarken bana ezberletmeye calısırken benim dinlemedigim
senin sabırla bana ogrettigin
duaların...
şimdi dusunuyorum
keske daha cok duanı ogretebilmen icin
daha cok gorseydim seni
keske yaptıgın guzel yemekleri yemek icin bayramları değilde
acıktıgım her anı bekleseydim
düşünemediklerim icin bagısla beni annem
verdigin en son dersle insan olmamın geregini hatırlattıgın icin tesekkur ederim...
Büyükannelerin En Güzeline...