4
Yorum
20
Beğeni
0,0
Puan
1507
Okunma

yorgun gözlerimin kıyısı
kırışmış birkaç anı artık
aynaya baktığımda
kaz ayaklarının hengâmesi sürülür gözlerime.
güz yağmurları dökülür
kaybolan bir sevdanın üstüne
rüzgârlar alır götürür
sürükler uçuruma
ağlamak;
gümüşten bir tepside sunulur
hani; ’söz’ gibi
bâkir kızın gerdek gecesi hatrına
süzülür gamzelerden
var oluş hikâyesine
bir adam sol kaburgasını yoklar usulca
kadın yılkı kısrağın ilk yakalanma anı
nefes nefese karışır
ter tere
aşk son katliamını gerçekleştirmek üzere
geçmişin anılarını sürer namluya
sırtı dönük aynalar
yaş, yaşı götürür geldiği yere
yokluk evlat acısı gibi oturur
yüreğin taştan merdivenine
en bilge sorusunu sorar yetim gözlere
"dönüş yolun nerede"
kolları açık ayrılığın
ilk sarmalayan o
sessizce,
haince
sevdanın duvağı kapanırken yüzüme
bir damla gözyaşım
"yüzgörümlüğü" diye
asılır boynuma.
Ayvazım DENİZ