4
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1911
Okunma

Bir duman özlem, bir bardak gözyaşı
Balkonda, öylesine bir akşam sefası
Soran gözlerle bakarken yıldızlar
Ay küskün,
Vakit vuslata hasret ve yine gecenin yarısı
Nedense bu saatlerde başlıyor gurbetin sancısı…
Şu dağların ardında bir yerde olacaktı memleketim
Ne taşını toprağını, ne de coşkun akan sularını
Parlayan yıldızlarını, gülen ay’ını özledim
Gözlerim dalıp gidiyorken uzaklara
Bir kor gibi alevlenir içimde hasretim
Uzanırım, bir türlü göğe dokunamaz ellerim…
Yanık bir türkü yankılanır şimdi yüreklerden
Ayşe kızın deli sevdası düşmez olur dillerden
Kim bilir ne telaşındadır muhtar emmi
Ve keskin bir tezek kokusu yayılırken
Süt taşıyordur sarı kızın memelerinden
Gamsız ve kedersiz, huzur içinde yaşarken
Nasıl da kopup gelmişim buralara memleketimden…
Sevmedi gurbet beni, ben de gurbeti sevemedim
İçimde kalan son umutla buralara geldim
Gülemedim yıllardır, ağırmış yükü çekemedim
Çok çabaladım, çok direndim
Ölmek istedim bazı geceler, ölemedim
Dönmek istedim yıldızlarının koynuna, dönemedim
Affet beni memleketim, senin kıymetini bilemedim…
5.0
100% (4)