Şiiri yazma maksadım,aslında tarihi Kerbela olayın dan ziyade şimdiki olayları anlatmaktı.’’Hergün Aşura Her Yer Kerbela’’klişeleşmiş bir söz olsada,görüldüğü gibi şimdiki zamanda bile farklı manada ’’Kerbela’’ olayları sürüyor,masum kanı akmaya devam ediyor.Şiirde daha çok günümüz olaylarına vurgu yaptım,sadece Kerbela üzerinden.
Yolun sonu, Hiç güzel olmadı. Lakin ölüm onu, Yüreklerden silip atamadı, Unutturamadı.
İmam Hüseyn’im gitti, Peki geride neleri bıraktı ? Bizi her muharremde ağlattı, Ama hafızalarda, Zalime karşı isyanı kaldı.
O gün,Aşûre günü, Savaş beş saat sürdü. Kafirin kılıcı hazrete kalktı, Hüseyn’imin kesik başı, Adaletin bittiği andı.
Yiğitliğin adı, Anaların şahı Hazreti Zeynep. Bu acıya nasıl dayandı, Ama, Kardeşini hiç yalnız bırakmadı.
Ya üç yaşında ki ay parçası Rugeyya, Babasının kesik başı karşısında, Ağlaya ağlaya verdi masum canını, Allah cezasını vermez mi? Esir alıp Şam’a götüren komutanı.
Kalem ile beraber yazdıkça ağlıyor Seyyah, Kerbela’yı, Sadece muharremde hatırlatmasın Allah. Şu günlerde, Savaş olan bütün İslam ülkelerinde, İmam Hüseyn’ni hatırlasınlar sadece, İnşallah, Bundan böyle dar olacaktır dünya zalimlere.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Değerli üstad,Bunuda yazmasam içim de kalacaktı...Tam yeri ve zamanıydı,ne kadar sülçilisan edersem affola...
Biliyorsunuz kerbela'da güneş takvimine göre 18 ekim 680 yılında hz. muhammed'in torunları ve hz. muhammed'in amcaoğlu olan ama daha önemlisi onun sırdaşı, hem de vahiylerinin ilk tanığı ve onların bilinmeyen anlamlarını bilen, namaz kılarken sırtından hançerlenerek sinsice şehit edilen hz. ali'nin oğulları ve peygamberin yakın çevresi olan 72 kişi katledildi. islam tarihinin kaderini tamamen değiştiren ve onu emevilerin elinde bir iktidar ve baskı aracına dönüştüren bu elim olay ay takvimine göre ilk ayda(yani muharrem ayı) yaşandı. işte güneş(gregoryen) takvimine göre 4 kasımdan beri muharrem ayı başlamış bulunmakta. hz. hüseyin'in şehit edildiği 10. güne kadar şiiler, aleviler ve ehli-beyt(peygamberin yakın çevresi/ev ehli) aşıkları yas tutarlar ve aleviler muharrem orucunu tutarlar. bu oruçta su içilmez(su harici diğer sıvılar tüketilir), aynaya bakılmaz, tıraş olunmaz, et yenilmez, hayvan kesilmez ve benzeri daha nice kısıtlama hz. hüseyin ve beraberindeki 72 kişinin kerbela'da kuşatıldığı zamanın şartlarını yeniden yaşatmak veya başka bir deyişle empati amaçlı uygulanır. şehit ediliği 10 muharrem'de de aşure dağıtılır. işte hep sağda solda kulak aşinası olarak duyduğunuz "muharrem orucu" budur. deyişlerde sık sık lanet edilen kişi olan "yezid" ise kendisinin halifeliğine biat etmeyen hz. hüseyin ve beraberindeki 72 kişiyi küfeye gitmek için yola çıktıklarında onları kerbela çölünde ordusuyla kuşatıp aç ve susuz bırakıp öldüren kişidir. 1. emevi halifesidir.
Türkleri de çoluk çocuk demeden kesen, orta asya'da kuşattıkları şehirlerde katliamlar yapanlar emevilerdir. arapçanın araplar dışında daha kolay okunması için hareke denilen noktalama işaretlerini icat edenler de emevilerdir. islamiyet emeviler zamanında değil abbasiler zamanında türkler arasında yayılmıştır. hatta hz. hüseyin'in torunları orta asya'ya, horasan'a iltica etmişler, hz. ali'nin mirasını burada yaşatmaya devam ettirmişlerdir. yaşadıkları yerdeki türklerin sahip olduğu şamanik kültürle harmanlanan çok farklı bir tasavvuf ekolüne sahip olan horasan erenlerine de kaynaklık etmişlerdir.
işte türkler islamiyeti bu şekilde benimsemişlerdir. yezid ve ardıllarının düzenine baş kaldırmak, mazlumu korumak ve adalet getirmek için. bunda da muvaffak olmuşlar ve sadece 100 yıl boyunduruğu altında yaşadıkları arapları sonraki 1000 yıl boyunca kendilerine tabi kılmışlardır. bu yüzden türklerin hepsi ilk yıllarda alevidir(tabi ki burada yazılan alevilik, günümüzde kendini islamdan ayrı yere koyan ve aleviliği farklı bir tarihsel altyapıya oturtan bir alevilik değildir). sünnilik çok daha sonra ortaya çıkan bir ekoldür. osmanlı devleti şah ismail zamanında sünniliği (ister politik sebepler ister başka sebepler olsun)resmen devlet ideolojisi haline getirmiş, anadolu halkını sistematik ve planlı olarak sünnileştirmiştir. buradaki sünnileştirmeden kasıt anadolu islami düşüncesinin içindeki aykırı ve heterdoks ögelerin ayıklanmasıdır. yoksa sünniliğin kendisi de kerbela'yı lanetler ve peygamberin torunlarına saygıda kusur etmez. aslında buna bir nevi takiyye siyaseti diyebiliriz, atatürk'ün ilkelerine karşı olan islamcıların atatürk'ü biz de çok seviyoruz demesi gibi bir şey... konuyu daha derinlemesine günümüze kadar uzanacak kadar anlatmak isterdim ama hem çok uzun, hem de şu yezidlerin çağında başımıza yezid yağdıracak kadar yezidleri sinirlendirecek bir konu. o yüzden şimdilik bu bilgiler yeter, meraklılar kuşkusuz gerisini araştıracaktır. Hüzünlü peri tarafından 10/8/2014 11:20:28 AM zamanında düzenlenmiştir.
Sonsuz selamlar ve esenlikler dilerim.....peri
Hüzünlü peri tarafından 10/8/2014 11:25:23 AM zamanında düzenlenmiştir.
İmam Hüseyn’im gitti, Peki geride neleri bıraktı ? Bizi her muharremde ağlattı, Ama hafızalarda, Zalime karşı isyanı kaldı.
O gün,Aşûre günü, Savaş beş saat sürdü. Kafirin kılıcı hazrete kalktı, Hüseyn’imin kesik başı, Adaletin bittiği andı.
Yiğitliğin adı, Anaların şahı Hazreti Zeynep. Bu acıya nasıl dayandı, Ama, Kardeşini hiç yalnız bırakmadı.
Ya üç yaşında ki ay parçası Rugeyya, Babasının kesik başı karşısında, Ağlaya ağlaya verdi masum canını, Allah cezasını vermez mi? Esir alıp Şam’a götüren komutanı.
Biliyorsunuz üstad, dünyadaki cehennemi tasvir etmek için ya da karışıklığı belirtmek için kullanılan sözcüktür KERBELÂ...Kerbelâ'da ,hz. muhammed'in torunları ve Hz. Muhammed'in amcaoğlu olan ama daha önemlisi onun sırdaşı, hem de vahiylerinin ilk tanığı ve onların bilinmeyen anlamlarını bilen, namaz kılarken sırtından hançerlenerek sinsice şehit edilen Hz. Ali'nin oğulları ve peygamberin yakın çevresi olan 72 kişi katledildi “kerbela”, islamiyetin kuruluşunda var olan demokratik öğelerin yok edilmesine, hilafetin saltanatlaşıp doğu’nun klasik devlet yapılanmasına (nemrutlaşmasına ) ve şeriatın bu saltanat-devlet anlayışının resmi doktrini haline gelmesine, din kisvesi arkasında, inançların yerini çıkarların almasına duyulan tepkinin ve direnişin öyküsüdür.
Kerbela olayının arkaplanı, bu katliam sonucu çıkan şii, sünni bölünmesi ve arap milliyetçiliğini önem kazanması yüzünden çok fazla incelenmemiştir... aslında zamanında var olan iktidar kavgası, sadece şii, sünni bölünmesi ya da kuran'ın farklı yorumlanması yüzünden değil, mekke'nin fethiyle, kutsal, kalıcı bir din haline gelen müslümanlıkla ayrıcalıklarını kaybeden mekkeli ve diğer önemli arap ailelerinin(misal yezid ebu süfyan'ın torunudur) bu sefer müslümanlık dini altında, bir nevi rövanş alma isteği ve tekrar iktidarı ele geçirme tutukularından da kaynaklanmaktadır.
Esasında kerbela'da yaşananlar insan hırsının her zaman her toplumda aynı olduğunu gösterir... din adına peygamberin torununu öldürebilmenin altında da yatan para ve iktidar hırsıdır... geçmişten günümüze kadar hiçbirşey değişmemiştir, bugün de din adına yapılan savaşlar, din adına yapılmayan savaşlari herşey insanlığın bitmek tükenmek bilmeyen iştahını doturmak içindir. bir de caferiler diyorlar ki "aşura aş ayı değildir, yas ayıdır." her ne kadar aşure hepimizin çok severek yediği bir tatlı olsa da en azından bir kere aklımıza gelmeli artık bunun yas ayı olduğu, bazı insanlar için bir tabak yemekten daha fazlası olduğunu. dünyanın her yerinde de hala bu durumda olan insanlar olduğu... zira ırak'ta ki aşura törenlerinin dönüş yolunda gene insanlar katledilmiş, gene bombalar patlamıştır.
Değerli üstad,yüreğimin her seferin de kanadığı,acıdığı kerbela katliamını,günümüzdeki katliamlarla karşılaştıran bu anlamlı şiiriniz için sizi candan kutluyorum...Rahman bir daha yaşatmasın o günleri diyoruz ama bugün de aynı acımasızlık güncemizi varlığıyla perişan ediyor...insanların yaşadıkları artık korkularımı büyütmeyi aştı,bu dünyada yaşamak bile istemiyorum...zira yaşanılası bir yer olmaktan çıktı...savaşın olmadığı,insanların katledilmediği o müreffeh yarınlara ulaşmak dileğimle... başarılarınızın devamını diliyorum.....selamlar....peri
Zaten Efendim mezheblerin çıkması ile başldı bölünme.Irak'ta izliyoruz neler oluyor,şii,sünni İngilizlerin gazına gelib bir birini kesiyor.Ama Allahtan Kafkaya'd öyle bir sorun yok.şii,sünni ayrımı yok.Müslüman olmak,Türk olmak,insan olmak yeterli.
Ahh!! üstad,sabahlara kadar da yazsam bunu cahil din bezirganlarının o kopasıca kafalarına sokamazm malesef....Yalakalığa varan bir din anlayışı vardır bu gafiller de...Malesef bunu yapan lanetuullah da kendini müslüman olarak gösteriyordu, bugün islam’da matem yok diye bunun acısını yüreğimizde hissetmeyeceksek bu vahşete göz yummuş olmazmıyız sizcede... islam’da matem yok diye elemlenmek de mi yok, harp gemisi gibi mi duracağız?"
Doğruluğunun ne derece tescilli olduğu Hz.Muhammet'ten öte olmayan yok Hz. Nuh'un gemisi, yok Hz. Yunus'un balığın karnındaki meselesi diyerek bu konuyu gündem dışında tutan başta diyanet işleri, yıllarca Hz. Ali ve Hz. Hasan-Hz. Hüseyin'i seveni alevî-şii-caferî olarak itham eden ne kadar sünni varsa,hepsine de şunu söylemek isterim... Evladınıza bir tokat atsalar kıyameti kopartırsınız, mevzu evlâd-ı resul'ün katliamı hey gafiller...! Bir tarafta daha,bir mel-una hazreti muaviye diyen, yezid'e lanet edilmez diyen "kerbelâ nedir?" sorusuna "hüseyin'i orda kestiler" diyen cahiller varken; diğer tarafta aşere-i mübeşşere'yi kabul etmeyen, Hz Ebubekir'e, Hz. Ömer'e, Hz. Osman'a hakaret eden cüretsizler varken islam'ın selâmeti bu halkı kuşatmaz.... 5 vakit namazla cennetten köşe kapılsaydı Hz Hüseyin'e bu katliamı işleyen cibilliyetsizlerin "hadi şu işi bitirelim namaz vakti geçiyor" diyenler kapardı cennetten köşeyi... ehl-i beyt'i sevmenin şiası ehl-i sünneti olmaz, her müslüman'ın başlıca önceliklerinden biri olmalıdır.
“ehabbu ehl-i beyt-i ileyye’l hasen-i ve’l hüseyn” (ehl-i beytim içinde bana en yakın ve en sevdiklerim hasan ile hüseyin'dir”)
Ne anlatsam ne söylesem boş üstad...Yürek sesiniz hiç susmasın....Bu türklerin müslümanlığı seçmesine kadar uzanır ve bir çoğunun hala tavuklar gibi cahilliklerin de eşelendiği gerçeği gözardı edilemez...Keşke insanlarımızın her biri,kendisi araştırıp gerçekleri bulabilseydi ama malesef okumaktan muaf oldukları için sadece kandırılmaya layıklar....Birisi çıkar anlatır cilalı sözlerle,birazda ağlarsa daha inandırıcı olur ,bu yeterlidir onlar için...Gerisini hak getire....Şimdilik hoş kalın,hoşça kalın.....selamlar
Çok teşekkür ederim Efendim.Şeref verdiniz sayfama değerli yorumunuzla.Haklısınız keşke herkes sizin baktığınız pencereden baka bilse.Bende bir Caferi olarak yaklaşan muharrem ayını yas ayı olarak görüyorum.Şimdiki zamanda Yezitler daha çok,onlaraı görmemiz lazım kesinlikle.selam ve saygılarım çokça
Zaten Efendim mezheblerin çıkması ile başldı bölünme.Irak'ta izliyoruz neler oluyor,şii,sünni İngilizlerin gazına gelib bir birini kesiyor.Ama Allahtan Kafkaya'd öyle bir sorun yok.şii,sünni ayrımı yok.Müslüman olmak,Türk olmak,insan olmak yeterli.
Ahh!! üstad,sabahlara kadar da yazsam bunu cahil din bezirganlarının o kopasıca kafalarına sokamazm malesef....Yalakalığa varan bir din anlayışı vardır bu gafiller de...Malesef bunu yapan lanetuullah da kendini müslüman olarak gösteriyordu, bugün islam’da matem yok diye bunun acısını yüreğimizde hissetmeyeceksek bu vahşete göz yummuş olmazmıyız sizcede... islam’da matem yok diye elemlenmek de mi yok, harp gemisi gibi mi duracağız?"
Doğruluğunun ne derece tescilli olduğu Hz.Muhammet'ten öte olmayan yok Hz. Nuh'un gemisi, yok Hz. Yunus'un balığın karnındaki meselesi diyerek bu konuyu gündem dışında tutan başta diyanet işleri, yıllarca Hz. Ali ve Hz. Hasan-Hz. Hüseyin'i seveni alevî-şii-caferî olarak itham eden ne kadar sünni varsa,hepsine de şunu söylemek isterim... Evladınıza bir tokat atsalar kıyameti kopartırsınız, mevzu evlâd-ı resul'ün katliamı hey gafiller...! Bir tarafta daha,bir mel-una hazreti muaviye diyen, yezid'e lanet edilmez diyen "kerbelâ nedir?" sorusuna "hüseyin'i orda kestiler" diyen cahiller varken; diğer tarafta aşere-i mübeşşere'yi kabul etmeyen, Hz Ebubekir'e, Hz. Ömer'e, Hz. Osman'a hakaret eden cüretsizler varken islam'ın selâmeti bu halkı kuşatmaz.... 5 vakit namazla cennetten köşe kapılsaydı Hz Hüseyin'e bu katliamı işleyen cibilliyetsizlerin "hadi şu işi bitirelim namaz vakti geçiyor" diyenler kapardı cennetten köşeyi... ehl-i beyt'i sevmenin şiası ehl-i sünneti olmaz, her müslüman'ın başlıca önceliklerinden biri olmalıdır.
“ehabbu ehl-i beyt-i ileyye’l hasen-i ve’l hüseyn” (ehl-i beytim içinde bana en yakın ve en sevdiklerim hasan ile hüseyin'dir”)
Ne anlatsam ne söylesem boş üstad...Yürek sesiniz hiç susmasın....Bu türklerin müslümanlığı seçmesine kadar uzanır ve bir çoğunun hala tavuklar gibi cahilliklerin de eşelendiği gerçeği gözardı edilemez...Keşke insanlarımızın her biri,kendisi araştırıp gerçekleri bulabilseydi ama malesef okumaktan muaf oldukları için sadece kandırılmaya layıklar....Birisi çıkar anlatır cilalı sözlerle,birazda ağlarsa daha inandırıcı olur ,bu yeterlidir onlar için...Gerisini hak getire....Şimdilik hoş kalın,hoşça kalın.....selamlar
Çok teşekkür ederim Efendim.Şeref verdiniz sayfama değerli yorumunuzla.Haklısınız keşke herkes sizin baktığınız pencereden baka bilse.Bende bir Caferi olarak yaklaşan muharrem ayını yas ayı olarak görüyorum.Şimdiki zamanda Yezitler daha çok,onlaraı görmemiz lazım kesinlikle.selam ve saygılarım çokça
Yolun sonu, Hiç güzel olmadı. Lakin ölüm onu, Yüreklerden silip atamadı, Unutturamadı.
İmam Hüseyn’im gitti, Peki geride neleri bıraktı ? Bizi her muharremde ağlattı, Ama hafızalarda, Zalime karşı isyanı kaldı.
O gün,Aşûre günü, Savaş beş saat sürdü. Kafirin kılıcı hazrete kalktı, Hüseyn’imin kesik başı, Adaletin bittiği andı.
Yiğitliğin adı, Anaların şahı Hazreti Zeynep. Bu acıya nasıl dayandı, Ama, Kardeşini hiç yalnız bırakmadı.
Ya üç yaşında ki ay parçası Rugeyya, Babasının kesik başı karşısında, Ağlaya ağlaya verdi masum canını, Allah cezasını vermez mi? Esir alıp Şam’a götüren komutanı.
Kalem ile beraber yazdıkça ağlıyor Seyyah, Kerbela’yı, Sadece muharremde hatırlatmasın Allah. Şu günlerde, Savaş olan bütün İslam ülkelerinde, İmam Hüseyn’ni hatırlasınlar sadece, İnşallah, Bundan böyle dar olacaktır dünya zalimlere.
Vagif Seyyah Hüseynov
O Mübarek ağız tarafından öpülen mübarek başı kesen ve onunla top oynayan nasıl müslümanım der ve onu destekleyenler ahrette Efendimizden nasıl şefaat bekleyeçekler.........? O veda haccında buyurmadımı ben size Kuranı ve Ehli beyiti emanet ediyorum onu sevmeyenler benden Ahrette şefaat beklemesinler.... Bu gün oynanan oyunda yer aynı sahne aynı ama figüranlar değişik........... Kutluyorum usta kalemi selam mellim
Kerbelayı hatırladıkça insan göz yaşlarına hakim olamıyor. Ama ne yazıkki Rabbim onların kaderini bu şekilde tayin etmiş. Bir ibret vesikası olarak, tüm insanlığıbu zulmün karşısında örnek şahsiyetlerin sabır ve tahammül güçlerini göstermiş. Ve cennetine kabul eylemiştir.Rabbim başka kerbelalar yaşatmasın inşallah. Lakin o topraklarda Türkmenlerin yaşadıkları kerbelanın başka bir versiyonu. Allahım Türkmen ve diğer müslümanların yar ve yardımcısı olsun. Değerli kardeşim bu anlamlı şiirin için seni candan kutluyor başarılarının devamını diliyorum.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.