19
Yorum
38
Beğeni
5,0
Puan
2184
Okunma
Mavi yaz akşamında
ne birşey düşünecek,
ne bir lâf edeceğim
göçebeler gibi uzaklara gidip
sürtüne sürtüne buğdaylara
bırakacağım başımı rüzgâra!
Gülümsüyorum
çamların arasında saçını dağıtan kor yaram
gümüş rengi doruğumla tanrıya gülümsedim
ve gürültüsüzce havalandı kanatlarım...
Kıpkızıl acılarla yoğrulmuş yüreklerin arasında
dinlerim türkümü o ürkek soluklardan
ve derken yükselir bardakta bir tembellik şarabı
bir belalı susuzlukta akıyor kanım
Bakmadım gecelerin budala gözlerine
ölüm kervanı ne varsa kattım önüme
denize bir kasırgayla açılan gözlerime
sular aldı gitti beni can attığım yere
SONRA
Çocukların bayıldığı elmalı
ve pamuk şekerlerden ördüm dünyamı
yeşil gecenin rengine kanmamak mümkün değildi
beyaz öpüşler çıkar denizin gözlerine
enginler şarıl şarıl dökülür girdaplara
Çıldırırdı çocuklar görseler mavi suda
zaman zaman kanadında cennet rüzgârı
göklerinde gez gezebildiğin kadar
aşkın acılığı dolmuş içime
sarhoşum...
Issız çöl kuşlarının sesiyle
uçup gidiyorum
ve söylüyorum ezgimi
bir duyan var mı dersin?
Neyse..
karanlık geceye bürünmüşüm yine
yâr kokan türküler duyulur uzaklardan
ruhum kara göklerin altında tutuşuyor
atıyorum bütün yalnızlara oltamı
bir cevap var mı alevin sabırsızlığına
olmaz mı aşk’tır adı
olmasaydı ne yapardık
ey felçli güvercinler
adetten kesilmiş deneyimsiz ağaçlar
kör pencereler..
Ahh ben n’eyleyim
uslanmaz sivri dilim
üzgünüm aşk
sana gebeyim
parmaklıklar arasında her sabah
bir çocuğun gülen bakışını görsem
kafeste kalışımı unuturum
pırıl pırıl gökyüzü olurum
bu kafesten kurtulma gücüm kaldı mı bilmem ama
gardiyan istese bile
kanatlanıp uçmaya gücüm kalmamış
soluk soluğa kesilen hıçkırıklar saklı koynumda
bir çocuğun gülen bakışını görsem
pırıl pırıl gökyüzü olurum
öyle söner kor yanım
şimdi uçup gitsem
gözüm, yüreğim arkada kalır
ağlayan çocuğa nasıl söylerim
şimdi sen dur aşk
önce yaşları kesilsin kentin
sonra yine gelirsin...
5.0
100% (35)