2
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
748
Okunma
Hoş geldin
Beklemiyordum,
Hayal bile etmemiştim.
Herkes gitmek istiyordu
Sen yeni geldin
Gün oldun, ışık oldun
Enerjimiz de tükenmişti.
Aşka da vakit ayıramıyordum uzun zamandır.
Menzeletten doğan bir pınarla geldin
İyi ki geldin.
Su oldun, serin oldun.
Hoş geldin
Heyecanlıyım, maruz gör beni
Hemen gitme
Düzelirim birazdan
Özlemiştim seni
Cümle kuşların doyduğu bir günde geldin
Şimdi ne bahanem olsa da çıksak dışarı
Yem atsak kuşlara…
Mevsim de kış değil
Kartopu oynayamayız
Kar görmek için de Ağrı’ya gidemeyiz.
Hoş geldin
İyi ki geldin
İhtiyacım vardı
Bünyem eksik kalmıştı senden
Doktor üç öğün aç karnına gözlerine bak demişti.
Savaşlar seni görse bitecek
Şehir güzelleşecek
Her eylemci seni bulsa
Vazgeçecek davasından
Kalemler yanlış/yalan yazmayacak…
Hoş geldin
Belki de son gelişin
Ya da beni götüreceksin
Uzun/uzak kalma zamanı buralardan
Buralar dar
Bu şehir kirli
Bu şehirde kin var
Bense bir topak kanla dolaşıyorum.
İliklerimde sevgisizlikle…
Hoş geldin
Hadi çıkalım
Götür beni buralardan
Zamanın dolmasını hesap yapanlar bekler
Benim hesaplarım hep anlık oldu
Kısa sürdü, zamanı gelse de gelmese de
İstediğim an istediğim işimi bitirdim.
Belki yanlış yaptım
Pişman değilim
Ama tövbemi de ettim…
Hoş geldin
Bırakmayacaktın aslında bizi
Senden sonra her şeyi unuttuk
Hep ileri tarihlere attık
Yüz çevirdik
İsim yapma derdine düştük
Fiyakalı cümlelerle avuttuk kedimizi
İyi ki geldin
Şimdi bahar ve yaz düşman bana
Yağmuru ve karı özledim…
– Adil Yavuz DURMAZ / 05.08.14
5.0
100% (2)