duydum kendi sesimi duydum
gerçeği hayal edip alışıyordum
bu ilk hakkımız
dikkat çekici ikinci prova
yeniden eskiye doğru
tırmanırken yeniden

her anın bir başlangıcı var
söyle bakalım ağzın nerede
eski yaralarını gösterip durma
sürülür ay
ikram edilmez

geldik
hiç gitmedik
orada o serin suyun geceye kanışı
yalvarışı bir kaç yıldızın sarmaş dolaş
sıcak tutkusunu büyütüp yüreğimize veren
yeni acılarla tanıştık

duvarların ifadesi
kendini dondurup o anın gerisinde yavaşça
yürüyen başkası değil
kulağı yanınca ispirto moru
bir tutku için rüya görüyor
çocuklar uyanacak olursa
siz değilsiniz
inatçı taşları dereye yuvarlayan

lütfen bana da doldurun ağzınızdaki kuş esintisinden
bulutlar başımızdan gitsin
seviler dokusun içimizin tezgahını
büyülü gözleri ile ağaçlarımızı süsleyen
yeni şarkılar söyleyin bize.