Okuduğunuz
şiir
15.6.2014 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
Siyah ve uzak
’Akıl da yorulur kimileyin... yorulur ve derin bir uykuyu arzular. Şiir aklı uykuya yatırabilen bir devadır’
Hepiciğinize teşekkürler...
ışığı yırtılan o yolu seviyorum yol ki rüzgarını taşıyor turuncu mevsim, yapraklar sarardığında oturduğum parklar soyuluyor içimde
kimse kimsenin parçası değil kimselerin ait olmadığı o yer
o yere gidiyoruz, herkes uyuyor ve kuşlar ve olgunlaşmamış üzümler çiçeklerini döken zeytin ağaçları
belki birlikte ölerek dururuz bir renk eksik bir renk lacivert tuval kaotik, her şey bölünmüş.
şimdi yorgunca itici tren soğukluğu, sayısız yalnızlıkların başlangıcında perdeyi çek, acıyı renge dönüştüren adam gece gölgesi
biz ki göle bakan yansımalar bakınca dalgalandık atların ayağı önceden kırıktı bir intihar armonisinde belki iyileşirler belki de öyle bir dertleri yoktur..
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
tamlamalarıyla başarılı doğadan doğaya aktarımlar yapıyor.İkinci
sözcükler mecaz anlam kazanarak bağlamdaki manayı genişletiyor.
"kimse kimsenin parçası değil kimselerin ait olmadığı o yer"
Bu bentte,"kimse"sözcüğünün mekerrer kullanılması az da olsa kulağı
tırmalıyor ama şair ne yapsın; bu kavram başka türlü de anlatılamaz
ki...
"O belde Hangi bir kıt'a-yı muhayyelde? Hangi bir nehr-i dûr ile mahdûd? Bir yalan yer midir veya mevcûd Fakat bulunmayacak bir melâz-i hulyâ mı? Bilmem... Yalnız Bildiğim, sen ve ben ve mâi deniz Ve bu akşam ki eyliyor tehzîz Bende evtâr-ı hüzn ü ilhâmı.
Uzak Ve mâi gölgeli bir beldeden cüdâ kalarak Bu nefy ü hicre, müebbed bu yerde mahkûmuz..."
AHMED HAŞİM
........................
Her şairin imgelerinde kaçıp saklanmak istediği bir "O Belde" si var
galiba.Aysu Hanımefendi de:
"kimse kimsenin parçası değil kimselerin ait olmadığı o yer"
dizeleriyle içindeki saklı cennetten söz ediyor olmalı.
"o yere gidiyoruz, herkes uyuyor ve kuşlar ve olgunlaşmamış üzümler çiçeklerini döken zeytin ağaçları"
Şair adeta, Dante'nin İlahî Komedya'sındaki cehennemden cennete
sevgilisi Beatrix'i aramaya çıktığı yolculukta....
"belki birlikte ölerek dururuz bir renk eksik bir renk lacivert tuval kaotik, her şey bölünmüş"
O yerde durmanın ön koşulunun ancak ölmek olduğunu söylüyor
şair.O halde bütün bu göstergelerle imlenen kutsal kitaplardaki
"cennet" midir?
"şimdi yorgunca itici tren soğukluğu, sayısız yalnızlıkların başlangıcında perdeyi çek, acıyı renge dönüştüren adam gece gölgesi"
Çok güzeldi bu bent...Harika:
"Acıyı renge dönüştüren adam." vay vay vay...
"biz ki göle bakan yansımalar bakınca dalgalandık atların ayağı önceden kırıktı bir intihar armonisinde belki iyileşirler belki de öyle bir dertleri yoktur.."
Şiirin karakutusu bu bentti.Anladım desem yalan olacak.Tamam, biz
göle bakan yansımalarız, yani ışığız; bakınca dalgalandık.Nereye
bakıyor şair, güneşe mi? Güneşle kastedilen "aşk" metaforu mudur?
"Atların ayaklarının kırık olması" ilginç...Beyaz atlı prensi bekliyor olsa,
at çoğul kullanılmış, bu olmamalı...Atların ayakları neden "intihar
cümbüşü"nde iyileşecek? (Yahu Aysu Hanım kafayı sıyıracağız hele bi
deyiver bakem, bu ne manaya geliyor mirim?:))
Kısacası derin ve serin bir şiir okuduk.İçimiz ferahlayıverdi.
Kafamız karıncalandı, çözmeye çalıştık, çözemedik ama olsun; biz bir
çığır açtık bakalım erenler bu yorumu daha da ileriye taşır mı, yoksa
yüreğine sağlık, ciğerine mill eğitim deyip işin kolayına mı
Saf,dupduru ve katışıksız olmak bir renk için ne denli uzak..âkibeti elbet siyah’ a kırılmak siyah’ta kaybolmak.
~~
Şiiri, tüm buud ve tüm derinlikleriyle duyup hissetme gayretimize yol oluyor..gölgemizi de sırtlanıyoruz. Onca kayıp ânlar hiçbir zamana bağlanamayan bir parçalanmışlıkla anılaşıyor. Özgürlüğü doludizgin koşmayı sever “ atlar” rüzg’Arı hissetmezlerse ayaklarından evvel yürekleri kırılır.
bunu biliriz…
ve biliriz güneş’ yelelerinden eksilmedikçe gölgeleri her dâim üzerimize düşer..
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.