5
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1855
Okunma

...
Kızılca güneş yakacak evreni,
tutuşturacak ne var ne yoksa,
kavurmak için o kadar sebep var ki...
Anatartika’nın korlarını,
büyürken içimdeki güzler.
.
İstilaya yeraltı sularından başlardı haramiler,
içmesin diye yeryüzündekiler,
an olur dalar giderdim çocukluğumun bakır hülyalarına,
kalaycılar uğrardı çok zaman önce,
parlatmak için sokağımızın paslanmış yanlarını.
.
Baskın yediğinde güvendiğimiz karasular,
korsanlar döverdi yakamozları biteviye,
soğuktan da titrerdik adamakıllı,
aklımıza düştüğünde gün batımları.
.
Kaç vurgun vuracaksın daha harami başı,
vazgeçmeyecekmisin kurumadan okyanusun yaşı,
martılar korkup içmiyordu denizi,
yunuslardan da mahrum mu bırakacaksın bizi.
.
Sandalcı sıkı sarıl küreklere,
dem bu dem.
Bunca maraz geldi başa madem.
Bitmeden hayat,son bulmadan vadem.
Denizaşırı uzaklara al götür beni,
budur arz-u halim budur ifadem.
yunus ça./
5.0
100% (5)