1
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
979
Okunma
’senin dallarında bana yer yok’ dedi gazel
düştü
ayrılık koydu ağaç, güze dönen yüzünün adını
soğuk oldu mevsim, üşüdü...
yağmura bulayamam ben seni eylülüm
hem bulamam adını ayak uçlarımda biriken gitmelerden
’ıslanınca kaybolmaz hayaller’ diyorsun
öyleyse suya düşünce ölmeleri neden ?
-son
güncelerimde k/ayıp bir kelime gibi şimdi
soramadığım her sorunun yanıtı olmandan korkuyorum
hani bazen gazeller kadar uzak ama yakın ayrılıklarımız
ve ağaçlar kadar yalnız, sonbaharda ellerimiz
ama ben bu mevsimin hüzünlerine ağlayamıyorum
çünkü sesin çınlıyor yine suskunluğunda, duyuyorum
dökülmeyen acılar içinde kırık bir ayna var
bakamadığın ve bakamadığımız her yüzün içinde bir aşk
bir serçe kadar ürkek ruhlarımız, yüreklerimize dokunurken
ve okunurken güz masalları, ben senin yüzüne yürüyorum
söylediğin her kelime kadar içimi yakıyorken için
ruhum acıyor yine konuştuğunda, susuyorum
-bahar
çocukluğumu bağışladığım gözlerini götürme, dur
dur! buralar salıncakları yasaklar bana sen yokken
bir umutsun sen ilkokul çağlarıma benzeyen, kuşkusuz
her mutlulukta senin adın kokuyor tüm baharlar bu yüzden
dokun gazellerinle, geçmiş tüm masallarıma
dokun, sonunu kendim yazdım son(suz) baharlarda...
’mevsimler seni benden almasın’ dedi ağaç, gazeline
duymadı sesini ağacın, yağmur olup düştü şemsiyelere
yeni bir mevsimin vuslatına kadar gazelin terketmeleri büyüdü
soğuk oldu mevsim, üşüdü...
Büşra Topbaşlı