26
Yorum
22
Beğeni
0,0
Puan
2033
Okunma

fırtınada dalları kırılan gül
kavuşacak eski canlı rengine
ayaza kesmeyecek geceler
bir meltem okşayacak yüzümüzü
bekle
kuru çay yatağında kuru kökler bulacak birbirini
ne kadar kaçkın su varsa dağlardan
akacak bize doğru
kulağımıza ulaşan halk sesleri
yaklaşacak adım adım.
soyulan o utangaç tepeler
giyinecek yeşil örtüsünü
geri gidecek araçlar
bekle beni
yalan talan olmayacak inan
sevgi olacak herkesin en büyük sermayesi
ceplerine dolar yerine
çocukların gülmeleri konulacak
kartopu oynar gibi
kayar gibi kayıktan
hayata
kayacaklar hiç bir pürüz olmadan
inan bana sevgilim
çöl uyanacak yağmurumuzla
kardeş olduğunu anlayacak insanlar
öyle körebe yürümeyecekler birbirine
çalarken barış çanı
etekleri tutuşmayacak annelerin
kayıp çocuklarına
dövmeyecekler dizini
masmavi bir gökyüzü
bizi bekliyor bak
güneyde tepelerin arkasında savaş olmuyor diyeceğim
yaşamaya kurulmuş dost salıncakları
başağa durmuş buğdaylar
sanki ilk kez doğmuş güneşin altında
sevgiyle salınmakta
bir elini uzatmaya gör
farkı olmadığını göreceksin
ne rengin ne de ırkın
gülümseme her dilde aynı
aynı sevmek sevilmek
bekle beni
bu yağmurlar ekin yüklü olacak
hayvanlara ot saman
ağaçlara derman can
bu yollar delmeyecek ormanların karnını
doğa öldürülmeyecek!
pencereleri güneşli
aydınlık günlere gebe
günler hazırlıyorum sana
on parmağı eşitlemek zor bilirim
bir saz hazırladım sana
telleri özgür Türkiye
telleri insan
bekle!
3. 6. 2014 / Nazik Gülünay