0
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1018
Okunma
Koşar adım kalabalığın içinde geziniyorum
Boğulurcasına nefesimi tutuyorum yalnızlığım da
Soğuk bir yağmur damlası yanaklarıma iniyor
Bir özlemi vuran kurşun gibisin ey istanbul
Karanlık tenime kız kulesinin yalnızlığını ilikledim
Soğuk bir şehir gibi suskun kaldım kendime
Ey istanbul şehir misin? ölüm müsün? sen söyle.
Mavi denizine bir vapur sığdıramadın
Üsküdar da yıldızlar bir başka doğuyor göğüme
Beyoğlunda sağanak yağmurlar yağıyor
Taksim de toprak ölüm gibi cennet kokuyor
Bir özlemi vuran kurşun gibisin ey istanbul
Yanakları al al çocuklar geçiyor önümden
Saçı başı istanbul sokakları gibi dağınık çocuklar
Sessiz bir çığlık yankılanıyor içimin deltasında
Elimi bırakan sevgili gibi acımasızsın ey istanbul
Tutanaksız bir müebbet verilmiş sığınmacı kuşlara
Kanatlarından vurulmuşlar, uçmayı bilen sevdalılar
Bakışın çok durgun, oysa ellerimi tutan şehirdin
Bir özlemi vuran kurşun gibisin ey istanbul
Yüzünün boğukluğu deniz üstüne çökmüş
Patlamaya hazır bir dinamit gibi
Yüreğimi deşen bir tırnak gibi tenimdesin
Her bakışın içimi kurşunluyor istanbul
Kırmızı bir gül gibi güzel bildiğim istanbul
Sen ne güzel yüreğimi kanatıyorsun
Maviye çalan bir denizi kararttığın yetmezmiş gibi
Bir özlemi vuran kurşun gibisin ey istanbul
İbrahim Dalkılıç
27/05/2014
18:15
5.0
100% (3)