0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1048
Okunma

İçimin susmayan çocuğuna...
.
Hiçlik ve yokluk,
savaş ve düşman,
hep aynı kapıya çıkyor,
acı ve ölüm kapısı...
Gez-göz-arapacıktan ortalayıp,
korkuma değmeden vur ki...
çabaucacık öleyim.
.
Ağırıma gidiyor hani,
alçakların ördüğü,
yüksek duvarlar dibinde can vermek,
.
Çok sonraları da öğrenmedim hayatı,
daha üçüne gelmeden,
şehir hep muhasıra altındaysa,
hemen büyürsün işte,
.
Bol gelir sana küçücük bir hücre,
hapishane kocaman Dünya,
hele volta avlusu,
illede gökyüzü,
birde kuşlar uçuyorsa mavi sonsuzlukta,
esaretteyken bille özgürmüşsün hissi.
.
Kaç kere yağmur yağdı,
ömrümden kaç yıldız kaydı,
görmeden...
Özgürlüğü arayıp tutsak kalan,
fırtına dindiğinde hep yalnız olan,
beni öyle bir azat et ki...
sadece gülümsemem kalsın gamzende.
.
Zira ha ölmüşüz,
hada esir gülmüşüz,
her siren sesinde uyumuşuz,uyanmışız.
Hepside aynı kapıya çıkıyor gülüm.
Eyy içimin susmayan çocuğu...
Sadece sen,
sadece sen konuş.
Şen-şakrak şarkılar söyle haykıra haykıra.
Sussun bütün can sıkıcı sesler.
Şunu bil ki çocuk...
Bende güzel olan her ne varsa.
Senin aksindir.
yunus ça./
5.0
100% (4)