Bir viraneye düştü yolum Bahçesinde sitemkâr üç gül dalı İki ağaç zerdali Solmuş hercai menekşe Yarısı çürümüş asma ağacı
Balçık soluyan tulumbası Küf kokusu sürülmüş Ve büyümüş gözleri Kaplamış sağı solu yas havası Çığlık çığlık bir ağıt dilinde Dağılmış saçı başı Öksüz bir çocuk edasında Her şey susmuş Diz boyu sessizlik içinde…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
İyi ama ben şimdi ne derim, nasıl derim bu şiire, duygusal yönüm bu günlerde tavan yapmışken.
Maviler de dağıtılmış zaten amannn bana ne...
Yok-yok vallahi şaka, hiç böyle bir fırsatı kaçırır mıyım ama okurken siz ne düşünürsünüz bilemem...
İstanbul denince televizyonlarda gördüğümüz o muhteşem görüntüler gibi sanmıştım her yeri, işimiz sebebiyle gördüğümüz bölge ne bebek, ne kadıköy, ne de ne bileyim elit kesimlerin kaldığı moda gibi yerlerdi, ya da şişli...
Aslında buralarla ilgili de pek bilgim yok da, hepten cahil sanmasınlar diye yazıyorum işte..:)
Neyse, Avcılar Asım Ve Nurhan Kocabıyık Öğretmen Evinde konaklayacağız ama ben aklımda daha doğrusu hayalimde öyle bir manzara kurmuşum ki, Topkapı Sarayı yanında solda sıfır kalır...
Penceresinden görebildiğim kadarıyla, gelişigüzel evler, aynı şekilde pencere camlarına asılmış özensiz ve tuhaf perdeler… Neyse hayalimdeki İstanbul’u tamamen sildim. Sabaha karşı bir horoz çığlık çığlığa ötmeye başlamaz mı?
İyi dedim madem sabah ezanını da karşılayalım.
Sanırım Marmara depreminde en fazla zarar gören yerlerden biri de Avcılar'mış. Gerçeği öğrenince üzüntümün yerini keder aldı tabi... Benim penceremden gördüğüm evler de sokakta yaşayan kimi insanların sığınak haline getirdikleri terk edilmiş evlermiş...
Kökleri neredeydi kim bilir, neler gördü-neler yaşadı yaşattı o metruk evler, dili yok ki konuşsun...
Sizi ve şiirinizi kutluyor saygılar sunuyorum...
haticeak tarafından 5/21/2014 3:11:53 PM zamanında düzenlenmiştir.
Bir viraneye düştü yolum Bahçesinde sitemkâr üç gül dalı İki ağaç zerdali Solmuş hercai menekşe Yarısı çürümüş asma ağacı
Balçık soluyan tulumbası Küf kokusu sürülmüş Ve büyümüş gözleri Kaplamış sağı solu yas havası Çığlık çığlık bir ağıt dilinde Dağılmış saçı başı Öksüz bir çocuk edasında Her şey susmuş Diz boyu sessizlik içinde…
Mevlüt GÖZDE 20/05/2014
Ustacaydı anlatım severek okudum Usta kalemi engin yüreği selamlıyorum
Viran ya da virane anlatılsa da başarılı olarak, bence özünde başka konular fışkırmakta şiirin. Viran havası bir bahane mısralara... Şairler kendine bahaneler arar ya...
Bir özlem kokusu yayılıyor sayfada; konusunu ancak şair bilir... Öyle güzel mest etti ki konunun şiirsel anlatımı; bence okuyan her insanı uzun ya da kısa bir geçmişe yolculuğa çıkardı.
Sayın GÖZDE siz görmediniz eski halini ben bilirim. O tulumba hem bahçe hem bağ sulardı. Asmanın altında sofra kurulur sohbetler olurdu gece yarılarına kadar. yamaçtaki değirmenden gelen su sulardı aşağıdaki kavakları. Ve kazları vardı Yusuf Amca'nın o sularda... hey gidi günler hey. Şimdi virane diyorsunuz ... Yazık !
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.