6
Yorum
16
Beğeni
0,0
Puan
1100
Okunma

Bir bendim seni sen diye seven
şerbet niyetine bütün imkansızlıkları içip
anlamadın.
Huysuzluğun vururdu gönlüme
daha gün pencereden vurmadan
açılırdı seher yelinin yüzü
boncuk boncuk nazarları dökerdi gözlerim
yine de vazgeçmezdi erkeğim dediğinden.
Anlamadın.
Her üç beş cümlenin belini büktüğümde
hoşnutsuz bir sitem dökülürdü dilinden
doyumsuz sorular kapımı çalardı yumruk yumruğa
biraz aralamaya kalksam
tekme ile açmaya kalkardın sonuna kadar
yüzümden bin parça düşerken yere
irkilerek kapatırdım yüzüne.
saçların üzüm karasıydı
gözlerin olmamış incir yeşili
daha uzaktan gördüğümde
yüreğimin gök gürültüsünü durdurmak için
su serpesim gelirdi yağmurlarımdan
onun yerine elimi bastırırdım üstüne
bir yaranın sızısını azaltmak ister gibi
o yüzden hep elim bağrımda karşılardım seni.
Belki de o yüzden şimdi sensiz elim bağrımda kaldı..
Mülteci duygularım vardı
gizli gizli gönül kapına firar eden
her yakalandığında
ayağını sürüyerek geri dönüşleri vardı ki sorma
için yanardı
içim yanardı.
Yangınım da kurtarılamayan çocukluğum camım dan bağırırdı
elimi bırakma diye.
Anlamadın...
Yüreğimde sonbaharın hüzünlerini süpürmeye çabaladıkça
ah nasıl da beceriksizim
hep kıyıda köşede kalıyor bir kaç sararmış yaprak
bana seni hatırlatıyor
sararan sözlerini us’uma göndererek
kahrediyordum bir kez daha
koca bir boşluğa gömülüyorum
ben sensiz her an nasıl da ölüyorum
anlamadın...
İşte bak yine gönlüme düştü efkarın
sarıp sarıp içiyorum
dumanı gönlümde tüter
en kaliteli tütündür ayrılığın
ah nasıl da genzimi yakar.
hiç bir şeye yanmıyorum da
beni hiç anlamadın ya
yüreğim ona yanar.
Ayvazım DENİZ