hani yağmur yağar ya!
pusludur hava inceciktir damlalar.
bazen şimşekler eşliğinde,
gökten boşalır sular.
garip bir coşku dolar,
gönlünde saklı kalmış sessiz duygularına.
duramazsın yerinde,
ıslanmak gelir içinden iliklerine kadar.
arınmak ister ruhun,
kördüğüm olmuş kısır düşüncelerden.
dışarıdasın bir anda.
başında bir şapka,
dudağında ıslak sigara.
kâh basarak sulara,
kâh üstünden atlayarak,
sevişirsin yağmurla.
sarmıştır tenini ılık bir esinti,
hissedersin bir an mutluluğun hazzını.
sahi;
temizlendi mi dersin yüreğindeki yara,
erdi mi bahara hazan mevsimlerin?
susuyorsun,
gözlerinde damlalar,
yoksa,
ağlıyor musun?

hani açar ya Güneş!
sarar her yanı,
muhteşem bir güzellik.
nefis kokular gelir,
bahar coşkularından.
doğa,
sevişmelere gebe.
sahi,
yaşadın mı ruhunda böylesi bir baharı?
can alıcı tonlarla karşında renk cümbüşü,
yaş dolu gözlerin gökkuşağında,
belki de daha uzaklarda.
geçmek mi istersin altından?
gitmek mi istersin başka âlemlere.
yaşanan tüm acıları geride bırakmak,
yeniden başlamak hayata,
yeniden yaşamak aşkı.
bilirsin ki renklerin ötesi düşler cennetidir.
dalarsın yeniden içindeki karanlıklara,
duygular paramparça.
özlemi sarmıştır yüreğini,
yıllar öncesi bir tablonun.
sarıldığın palto hala ıslak,
yoksa,
üşüyor musun?

hani bülbüller öter ya!
güllerin arasında.
kur yapma yarışında,
sığırcıklar.
açmıştır dalında goncalar,
renk renk çiçekler.
arılar,
kelebekler,
uçan uçmayan böcekler,
bal kapma yarışında.
kurulmuş düğün dernek,
taç giyme töreninde eceler.
gördün mü mutluluk tablosunu,
baharın coşkusunu?
gözlerinde buruk bir gülümseme.
sahi,
gülmeyeli ne kadar olmuştu?
arkana bile bakmadan gidiyorsun değil mi?
kaçmalarla geçti sana biçilen zaman,
yorgun düşen ruhunla yalnızları oynadın.
bitsin artık der gibi anlamsız bakışların.
yoksa,
veda mı ediyorsun?

hani yeminin vardı?
gelecek demiştin benim de baharlarım.
sararken duygularını tatlı bir huzur,
duyacaktın ılık bir nefes,
ıslak dudaklarında.
yoksa,
yoksa,
sözünde durmuyor musun?



Mehmet Macit
18.04.2014
İzmir