0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1158
Okunma

öyle oturupta tahtına gel deme bana
ben seni kıraç topraklardan giyindim
başında bulut yoktu koynunda ağaç gölgesi
tutupta ellerinden kendi gerçeğimden indim
ey tok düşlerimin aç bilgesi
korkunun kokusunu çiviliyor tenime zaman
eziliyor ellerimde kül rengi düşler
aynaların girizgahına kurulunca harman
saman sarısı bir rüzgara biniyor gülüşler
hangi umutsuzluğun çatlağından sızmaz güneş
bir ayağı topal hasretken gece
aklımla yarın arasına inceden bir perde çekiyor
kader denen bu tuhaf keşmekeş
yıktığım duvarlar yeniden filizleniyor
gözlerim birer mahpushane penceresi
acı içimde şevkatle demleniyor
her günün taze yorgunluğunda dinlenirken ömrün gecesi
ALİ RIFAT ARKU
21/04/20014
İSTANBUL
5.0
100% (2)