5
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
2093
Okunma

bıraktığın yerdeyim kızan
gönlü küs ömrü hüzzam çalıyor her gece kızanının
bilse nerede bir mavi yokuş
tırmanacak tutmayan dizlerine bakmadan
ama heyhat ki heyhat
duman bürümüş
sis sarmış her yeri
sus çökmüş yürekle
çıkma istersen gri yollara
ardından iten itene
işte ahvalim kızan
yangın yerinden arta kalan
virane bahçenin solan gülleri
savurmuş hoyrat eller arta kalan külleri
kızan ne güzeldi gecelerimiz
gölgelerle konuşurken
tadına doyulmazdı hasbihallerimizin
sen bana yabancı
ben sana el
ne zaman ki silah icat edildi
mertlik bozuldu
e kızan mübarek olsun
hem sana hem bana
yalnız da ağlanmıyor ki
bak dinle
bir türkü çığırıyor gökte ay
dinle kızan sanki bana sesleniyor
her an her saat
mavi kelebekler bir bir düşüyor
binlercesi can çekişiyor yüreğimde
o ses
sela sesi gibi geliyor kulağıma
ne garip değil mi kızan
kelebekler ağıt yakıyor sanki derinlerde bir yerde
yüreğim mezarlık kadar
sessiz
bir ses beni çağırıyor
... üç noktadır insanın kimi zaman hayatı
susar kimi zaman insan
susar
sesi duyulmaz zira
ta ki
dokunur yürege hazmedemez
kusar
şiir olur
kusamaz kimi zaman insan
ülser olur
kanser olur
ve öyle bir şişer ki
kimi zaman insan
mevta olur
el fatiha
der bir ses
ve
kesilir nefes ...
bedenin ölümüne benzemez ruhun ölümü
tavşanın dağa küsmesine benzer çoğu zaman
hep içine kanarsın
hep içine yanarsın volkanlar içine akıtır lavları
yarasına duaları melhem yapanlara özenirsin
alnını yere çakasın gelir kimi zaman
seccadene dökülür göz pınarların
yakarak yalar yanağını süzülen gözyaşların
ellerini kaldırıp semaya
yakarışın gelir kimi zaman
لاَ تَحْزَنْ إِنَّ اللّهَ مَعَنَا
5.0
100% (5)