1
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
1294
Okunma
/bilirsin, ağır mahpusluktur kalafat yerinde tekne olmak
şehvetle pusuya yatmış denizlere karşı/
derinden iç çekilir…
atılmamış ağlardan, açılmamış tezgahlara ölü balıklar çekilir
beklersin gelmez denizin mavisi ihtiyar gemici, gözlerin delirir.
bir manzara ki, güneş görmez ranzalarda yazılan şiirlere benzer
dizeler, dizlerinin üstüne diz çöker.
(…boş geçen her görüş günü,
tuğladan bir çentik daha atılmasıdır güneşin önüne …)
...,
/yel yerine sarhoş kokular eser üstüne, idamlık çirozların
yakamozlar, gözyaşlarını bırakırken denizlere/
hesaplar silinmiştir…
yüzdüğün sularda bütün ışıklar sönmüş, dalgalar silinmiştir
başıboş baş dönmelerin, cellat anaforlara zafer müjdecisidir.
artık yalnızlıklar, hasret makamında notasız şarkılar söyler
ama sözleri, karanlık boşluklara karışır gider.
(…uzak ülkelerin yabancı kuşları,
belki onlar dinlemektedir senin duymadığın şarkıları …)
...,
/ve sardalya denizlerden çekildikten sonra soğur mevsimler
hani, yüreğim neden böyle üşüyor dersin ya/
aklına neler-neler gelir…
birer kırık taş olmuş dalgaların sonuna, sessiz ünlemler gelir
o ünlemler ki bilirsin, her biri içi boş onlarca hayalin resmidir.
o resimler içinde ne denizler boğulmuş, solmuştur ne maviler
paslı yürekler gibidir, terkedilmiş güverteler.
(…işte sevdiğim sebebi budur,
yüreğin senin de benim gibi, işte bu sebepten üşümektedir…)
Cevat Çeştepe
5.0
100% (11)