0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1331
Okunma

Kendi dipsiz kuyularıma bağırıyorum her gün
Hayatın zorunluluklarından arda kalanları topluyorum
Yakut taşlardan yankılanarak dönüyor sesim.
Kimsesizim.
Ölümün unutulmuş sessizliği bozuluyor
Karınca telaşına karışıyor benliğim.
Her koyun kendine emanet
Bir can taşımaktan yorgun
Nihayet bir can
Bin can taşımaktan riyakâr, yalancı.
Herkesin kuyusunun dibinde utancı
Ölmediysek bizi de karşılar kandırmaca,
Taş örgü sığınma kulelerimiz
Ömür fersiz fenerlerimiz.
En nihayetinde saklanma hünerlerimiz
Gömülmeye en yakın halimiz.
Yakın geçmişimiz, uzak seçmişliğimiz.
Kuyularımızda parlayan çoban ateşlerimiz.
İçinden çıkmaya utandığımız kalleşlerimiz.
Uçurumlarda kanat açma isteğimizden
Her vazgeçişimizde
Dönüp içine çığlık biriktirdiğimiz kuyularımız.
Ey boğazına kadar karanlık yıkılan kuyu
Kuyunun derinindedir huyu.
5.0
100% (1)