HAVA
Hava yorgun.
Dizlerinin üzerinde çökmüş şehrin üstüne. Dört duvar sığınaklarına koşuyor insancıklar. Ertesi günün enerjisini yüklenmek için olmalı. Kirlenen elbiselerini ve ellerini yıkamak için. İçin için sıcaklığın tembelliğiyle boy sermek. Evlerin ısınması bacaların suçu Bacaların ölüm kusan nefesinde Hava durgun. Vurgun kuşlar yapraklar zehirlenir, Tüneklerden ay dökülür. Ben açamam penceremi Açsam da uçamam. Sınırlarım ve körlüğüm Alır götürür zenginliğimi. Hor görülürüm toprağı dinlemekten. Hava kırgın. Alevlerin dalgasında bozulmuş görüntü. Tozuyla üfler öfkesini. Buruk ilk dalı filizlerin. Tomurcuk canını bırakır sularda, İzleri teslimiyeti andırır. Yolların sulanması araçlarım suçu. Egzoz namluları ensesinde Hava dalgın. Motiflerini bırakmadan ayrılır renk. Parklardan güneş sökülür. Ben açamam peçemi. Açsam da kaçamam. Sağırlığım ve öksüzlüğüm Alır götürür enginliğimi, Özgürlüğümü tüketirim seslenmekten. Hava azgın Fırtına biçerek götürür körlüğü. Milyon rekat adını anar dal. Ayakları karıncalanır süpürgelerin. Yüzü sertleşir sokakların, Bir resim donar su birikintisinde. Görünen köy ağaçların suçu. Akarken bir sürünün peşi sıra, Hava vurgun. Her adımın kokusu asılır duvarlara. Kırıtan uğurböcekleri Aklını alır seherin. Harını kuşanır pınar. Ben atarım perçemi. Atıp da saçarım. Dolmuşluğum ve sarhoşluğum Alır götürür benliğimi. Bitkin düşerim sevişmekten. 06.05.2010 ÇİVRİL |
Açsam da uçamam.
Sınırlarım ve körlüğüm
Alır götürür zenginliğimi.
Hor görülürüm toprağı dinlemekten.
aslında bu hepimizin sancısı tebrikler
teni sıcak düşlerim
gevrek kurak yalnızlığı sabahın
istemek yaşamaktan yaşamak
avuçları mosmor dilenmekten
kırıntıları hesabın gelmeli istemelerinin
mizan düşkünlüğü elde etmenin
sağır vicdanı kör adaleti düzenin
uyumsuzun sancısı ve yalnızlığı sakınmaların
yorgun gözleri bulanık ve renksiz görmenin
yetim adı kadar muhtaç sancısı eksikliklerin
sefil bir adalet boğmacası öksür tıksır yaşamak
kast doğuştan sınır varlıktan soydan herşey
adı kimbilir ne aidiyeti sosyal gevezeliklerin
utanç hesabıdır artık tasavvur
yazık palazlı keyfiliğin ağzında
parça pinçik hayatlar ve onlarsız bir hiç olan düşlerim...