3
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1459
Okunma

Her Filipinli gibi üçüncü sınıf vatandaşıydı Josephıne,
Ufak tefek kavruk yüzlü çalışkandı
İşçiydi, dünyanın kirini temizleyebilirdi
Sürekli gülerdi Josephıne
Gözleri kapanırdı, ağzıyla gülerdi..
Belki gözlerinin modelinden
Belki göstermek istemediğinden.
Göz konuşmalarından anlardı her şeyi
Yoksa ezberlemiş miydi mecbur kaldığında
Sorun çıkartmadan işini tamamlar Josephıne
Şakaklarında çizgilerden perde
Elleri çamurlaşmış su renginde
Bedeni bir dakika dursa, dalardı uzaklara
Gözlerinin içini ancak o zaman görürdüm.
Bulutun arkasına saklı güneş gibi
Bulutlar ki semada duman duman tütmekte
Allah verede çarpışma olmasa
Josephıne bu sağanağı ben buradayken başlatmasa
Bir fotoğraf bıraktı elime
Genç kız, delikanlı adayı ve daha küçük bir çocuk
Gülümsemişti fotoğrafa
"Kocam madam" dedi
Çocuklarının yanında duran kişiyi açıklarcasına
Dört candı bıraktığı ardında
Fotoğrafa bakıp “çocukların çok güzel” mi deseydim?
Yoksa “sana benziyorlar” mı?
Eşini özlemez miydi Josephıne
“Ülkem kalabalık.” dedi.
“Az iş, çok kişi var, para yollamam gerek.”
Ben sormamıştım o dedi..
Soramazdım ki
Kalemimin rengi değişti
Baktığım yer sabitleşti.
Ah be Josephıne
Bulutları bu kadar hızla savurma demedim mi?
Josephine: Selamı var sana koyaklar ile yıldızların
Söylenmedimi yoksa sana?
Selam diye çırpınır kanatların,
Ha bu gün ha yarın eğilip kulağına fısıldar kuşların.
5.0
100% (6)