10
Yorum
34
Beğeni
5,0
Puan
2976
Okunma

Yüreğimi kimsesiz yağmurlarda kaybettim
artık ıslanmıyorum.
Dudaklarımın tuzunu yalayarak
gökle yerin birleştiği o noktayı öpüyorum
her ayak izi sen kokuyor
biraz da ben tadında bir şarkı okuyor değişen iklimlerde kaybolurken..
Hayat merdivenimin tam orta yerinde bıraktım seni
bilirim taşıyamadın ağırlığımı
düşürdün yüreğinden bir anda
aşk şaşkın bakışlarıyla bakıyordu bir yanda.
Söyle dedin... Söyledim..
Soğuğun dövdüğü yüzün alı al, moru mor
inanmayan g(s)özlerle baktın yüzüme
yaşanılan her anıyı içinde barındıran başında ki bereni çıkardın
elinle yumurup top gibi fırlattın tel örgülere
aslanı ininden kaçırdın.
Birden serbest kaldım
kapıdan çıkan halimi anlayamadın
ürkek yüreğin soluk soluğa yüzüme kilitlenmişti
açacak dermanın bitmişti.
Hızla fırladım açılan tel örgülerden
özgürlüğün o şaşkın
o telaşlı
o inanmazlık çemberi ’çıt’ diye kırıldı içimde
bir kedi yavrusu gibi
ilk kez sensizliğe açtım gözlerimi
boğazımda ki düğüm çözüldü
fırlattım yüzüne bitti diyen sözlerimi.
Ayrılığı dizlerime kadar çekerek
anlattım nasıl üşüdüğümü.
Artık herkes seni biliyor
kalemimden dökülen damla damla heceler
ismini alıp asıyor gecelere
yıldızlar küsüyor
ay küsüyor
ben küsüyorum kadere.
Bir dua var dilimin sen kokan yanında
pişmanlığın gölgeleri duvarlarımda birikiyor
gözlerimi yummaya korkuyorum
biliyorum ki yumduğum an
dökülecekler kirpiklerime
bir kez de onlar vuracak özlemleri
geceler tere bulanacak
Siyah bir duvağı başıma taç ettim edeli beyaza küsüm
ağzımın kenarında herkesin bildiği bir türküyü çiğniyorum
benim hayatımda yüksek yüksek tepelere ev kurulmadı hiç
ben anamdam babamdan değil
yar/dan ayrı hor görülüp düştüm
ben asıl bu ayrılıkla
tam da kıvamında hayat denen dergah da piştim.
Yüzümde kıskaçlığın perdesi aralandıkça
senden sonra sağ kaldığıma pişmanım
keşke ya seni ya kendimi vursaydım
pişman mısın diye tam ölürken sana sorsaydım
ve sen de bana küsseydin son kez
ve ben gülebilseydim mutlulukla ilk kez..
Ayvazım DENİZ