3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1282
Okunma
farkına vardıgımdan beri kendime ihanetlerimin,
sıradan bir sevdayla yetinemiyorum
durmadan baskalarının aşkında gozlerim
kucuk ayrıntıları inceleyip kendime pay cıkartıp
gercekleri benim renklerimle boyuyorum
ne beni cıkartınca icinden mantıklı kalıyor acıklamalarım
nede
ben soyleyene kadar inanıyorlar
olan bitene
soyulamayan kabugu gibi hayatın,
uzerinden silkinip atamadıkların gun boyu aklının kosesinde durur
ne unutmayı beceriyorsun
nede unutmus gibi yapıp etrafına gulumsemeyi
onu icinden cıkardıgından beri ne kadarını kaplıyorsun
kendi hayatının
o hayatına girmeden once
ne kadar sahibiydin
simdi
gitti diyerek doldurdugun satırların büyüsune kapılıp
kendini tatmin etme telasında
sabah olsun diye
sarhosluguna gömuyorsun anılarını
yazıyorsun diye deil
ustune attıgın toprak gibi yazdıkların
anılarının
sanıyorsunki ne kadar cok yazarsan bu sevdayı
o kadar derine iner ruhunda
ya dibe batmayıp üzerine cıkanları nereye saklarsın?
acemi bir tamircinin yapıstırmaya calıstıgı
ama bir turlu tamir edemedigi
kurmalı bir oyuncagın parcalarını...
kanımı cekiyor yalnızlıgım
ne bir itirazım var nede temyize gitmek icin bir ust mahkemede
yasal dayanaklarım
lehimdeki butun delilleri toplayıp bir kutuya
atese vermek istiyorum
kaybetmek,
kaybedilen sensen eger
mazeretlerin bir halta yaramadıgıdır
kaybetmek,
sahip oldugum evin icindeki sesinin yankısını silmekse eger
duvarlarımdan
bir sabah daha
aynı odaların birinde uyanamamaktır
butun tıbbi mudahalelere ragmen...