1
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
1171
Okunma
odaların ışığı söndü
orada bir ağacın altında beklemeyi şarkılarla sürdürüyordu
yapraklara ışığı getiren gecenin kaybolması uzadı
tadını yeniden bitirebilir miyiz hayatın
yada düşünmesek
bir sabah aynanın karşısında yeni bir günün karanlığa yürüyen eski adımlarını
kestiler dağ yollarını ırmakların tutunduğu ağaç köklerini
taşa değen suyun havadaki duruşunu eğip sakladılar durgun geceye
her şey hareketsiz ve karmaşık yığınlar üstünde birikiyor
köpek uluyor anlamıyorlar titreyen çiçek diğerine diğeri diğerine
derken bir tepenin çıplaklığı yer yüzüne ait olmayan bir inançla
göğe damlarken dipleri soluklanıyor toprağın
ölüler toparlanmış gidecekler
mavi şehirleri kara yazgıları ve papatyaları deren elleri ile
karanlıkları silecekler
odaların ışığı söndü dündü yada bu gün gibi bir şey üstüne
çocuk beyaz tenine toprak bulaştırıp oyunlar oynamak istiyor
sinekler de istiyor gözlerine doluşup ona geceden bahsedecekler
ama ormanlar kime acısın
kime acısa daha büyüğünü yuvarlıyorlar geleceğe
neden çaresizce kurbağa deyip dönüyor ağzın
odaların ışığı söndü
orada bir ağacın altında beklemeyi şarkılarla sürdürüyordu
vardı zeytinlerin gözlerine siyah açlığına ve tokluğuna yörüngenin
dinmedi karanlığa bulaşan yokluk
mağaranın başından sonuna doğru
yürüse daha parlak ve siyah gölgeleri ile
kenarından uç veren aydınlığın şarkısını söyleyecekti.
5.0
100% (15)